muzaffer alimir

muzaffer alimir
@powerofsilince
Reklam
822 syf.
·
Not rated
·
Read in 78 days
Doğamızın İyilik Melekleri
Doğamızın İyilik MelekleriSteven Pinker
9.2/10 · 35 reads
Oksitosin
"Oksitosin, duygusal bağlantı ve güveni teşvik eden bir hormon olarak da bilinir. Beyindeki belirli bölgelerde bulunan reseptörlere bağlanarak etkisini gösterir. Bu reseptörlerin sayısı ve dağılımı, davranışlar üzerinde büyük bir etkiye sahip olabilir. Ünlü bir deneyde, bilim insanları oksitosini bulunmayan ve cinsel çekicilikte seçici davranmayan saldırgan bir tür olan çayır farelerine, vazopressin (oksitosine benzer bir hormon) reseptör genini yerleştirdiler. Sonuç olarak, bu farelerin evrimsel kuzenleri olan otlak fareleri gibi davrandıkları gözlendi. Bu deney, oksitosin-vazopressin sistemindeki küçük değişikliklerin duygusal bağlanma, ilişkiler ve saldırganlık bastırma üzerinde nasıl büyük etkiler yaratabileceğini düşündürmektedir."

Reader Follow Recommendations

See All
Genetik Farklılıkların Meydan Okumalara Verdiği Yanıtları Nasıl Etkiliyor?
"Testosteron: Kişinin herhangi bir meydan okumaya verdiği yanıt, kısmen kan dolaşımındaki testosteron miktarına ve beyninde bu hormonun bağlanacağı reseptörlerin dağılımına bağlıdır. 150 testosteron reseptörü geni kişiden kişiye farklılık gösterir; bu nedenle aynı testosteron konsantrasyonu bazı kişilerin beyinlerinde diğerlerinden daha güçlü bir etkiye sahip olabilir. Erkeklerde, daha yüksek duyarlılık seviyelerini kodlayan bu reseptörlere sahip bireyler, geçici bir kadınla konuşurken testosteron etkisinde daha fazla yükselme yaşarlar (bu da korkunun azalmasına ve daha fazla risk alma eğilimine yol açabilir). Aslında, tecavüz ve cinayet mahkumlarından oluşan bir örnek grubunda, bu tür reseptörlerin daha fazla olduğu belirlenmiştir. Testosteronu düzenleyen genetik yolların yapısı karmaşıktır, ancak bu yollar, bireylerin saldırgan meydan okumalara karşı verme isteklilik düzeylerindeki değişikliklerde doğal seçilimin odaklanabileceği bir hedef oluşturur."
Sayfa 681Kitabı okudu
Ortalık karışabilir :)
İkinci bir analize göre, on yaşında daha zeki olan çocukların büyüdüklerinde oy verme olasılıklarının daha yüksek olduğu ve oylarını Liberal Demokratlara (ortanın solundaki özgürlükçü bir koalisyon) ya da Yeşillere verme olasılığının görece yüksek, milliyetçi ve göçmen karşıtı partilere verme olasılığının da görece düşük olduğu anlaşılmıştır. Bu analiz, zekanın kişiyi sol liberalizmden ziyade klasik liberalizme doğru yönlendirdiğini düşündüren bulguları içermektedir: sosyal sınıf kontrol altına alındığında, zeka katsayısıyla Yeşiller arasındaki ilişki ortadan kalkmaktadır, buna karşılık zeka katsayısıyla Liberal Demokratlar arasındaki ilişki varlığını sürdürmektedir.
Sayfa 730Kitabı okudu
Reklam
Yıpratıcı Oyunlar: Liderlerin Bedeli ve Batık Maliyetlerin Sinsi Stratejileri
Yıpratma savaşında bir liderin ödemeye hazır olduğu bedelin zaman içinde değişebileceğini, çatışma kızıştıkça ve liderin kararlılığı arttıkça bedelin de yükseleceğini hayal edebiliriz. Bu durumda lider, "Çocuklarımız boşuna ölmüş olmasın diye savaşmaya devam edeceğiz." diyebilir. Kayıptan kaçınma, batık maliyet yanılgısı ve parayı sokağa atma gibi adlandırılan bu zihniyet, bütünüyle akla aykırı olmasına rağmen, karar verme süreçlerinde sağırıcı ölçüde yaygın olduğu gözlemleniyor. İnsanlar "yıllarımı verdim!" diyerek kötüye kullanıldıkları bir evliliği sürdürüyorlar, bilete çok para verdiği için kötü bir filmi sonuna kadar seyrediyorlar, kumarda kaybedince kayıplarını geri kazanma umuduyla bir sonraki oyuna iki katını yatırıyorlar ya da şimdiye kadar çok para yatırdım diye batık bir işe para yatırmaya devam ediyorlar. İnsanların batık maliyetlere neden saplanıp kaldıklarını psikologlar açıklayamasalar bile, yaygın görüşlerden birine göre bu, verdiği sözden geri dönememeyle ilişkilidir. Böylece kişi, "Bir karar verirken, kolayca bu kararımdan vazgeçecek kadar zayıf, salak ya da kararsız değilim." demiş oluyor. Vipratma oyunu gibi bir kararlılık yarışmasında kayıptan kaçınma, yarışmacının teslim olmaya niyeti olmadığına işaret eden yüksek maliyetli, dolayısıyla da güvenilir bir sinyal işlevi görerek, rakibin ondan bir tur daha fazla dayanma stratejisini boşa çıkarabiliyor
Sayfa 254Kitabı okudu
Savaşın Öngörülemeyen Doğası: Gücün ve Evrimin Bir Senfonisi
Savaşların neden güç yasası doğrultusunda ilerlediğini tam olarak bilemeyebiliriz, ancak bu davranışın doğasının ölümsüz varlıklardan bağımsız olarak kalıtsal bir eğilim olduğunu düşünüyoruz. Görüntünün altında boyutun önemli olmadığı bir dizi sürecin yattığını düşünüyoruz. Başlangıçtaki boyut, süre ve sayılar ne olursa olsun, saldırgan koalisyonlarda, savaşçıların ve kaynakların biraz daha büyüme, biraz daha uzun süre var olma ve biraz daha ağırlaşma olasılığı her zaman benzerdir
Geçmişin romantikleştirilen imajları ne kadar gerçeği yansıtıyor?
şte tam da bu noktada duygusal yaklaşılmayan bir tarih ve istatistiksel okuryazarlık moderniteye bakışımızı değiştirebilir. Veriler bize barışçı bir geçmiş nostaljisinin yanılsamaların en büyüğü olduğunu gösteriyor. Yaşamlan bugünün çocuk kitaplarında romantikleştirilen verili halklarda ölüm oranlarının dünya savaşlarından daha yüksek olduğunu
Sayfa 761Kitabı okudu
Başkanlık Açıkoturumlarında Gelişen Dil
2008'de, Amerika'daki başkanlık açıkoturumlarında siyasetçilerin adeta Flynn etkisinin karşısında kürek çektiği görülüyor. Bu durum, 2008'deki tartışmalarda anlamak istediğimizi açıklayan bir ifade ile özetlenebilir: "Joe the Plumber". Psikologlar William Gorton ve Janie Diels, 1960 ile 2008 sonu arasındaki açıkoturumlarda adayların dilindeki gelişmeyi gösteren skorları açıklayarak, bu eğilimi sayısal verilere döktüler. Yazarlar, 1992 ile 2008 arasında genel olarak gelişmişlik düzeyinin düştüğünü, ekonomik ifadelerin kalitesindeki serbest düşüşün ise daha da erken, 1984'te başladığını belirtiyorlar. Bu şaşırtıcı bir durum ancak başkanlık açıkoturumlarının gelişmişlik düzeyindeki düşüşü, siyasi stratejistlerin gelişmişlik düzeyindeki artışa bağlı olabilir. Kampanyanın sonuna doğru gerçekleştirilen televizyon açıkoturumlarında, yalnızca kararsız seçmenlere odaklanılır ve bu seçmenler genellikle bilgi ve ilgi açısından geri kalan kitlenin en az bilgili kesimini oluşturur. Onların seçim yapma eğilimi, görsel ifadelere ve hoşa giden esprilere dayalıdır, bu da stratejistlerin adaylara hedeflerini düşük tutmalarını tavsiye etmelerine yol açar. 2000 ve 2004 seçimlerinde, Bush'un demokrat rakipleri düşüklükte onunla yarışınca, seviye iyice düşmüştü. Amerikan siyaset sisteminin istismara açık olan bu kültürel eğilimi, barışın giderek güçlendiği bir dönemde, bu ülkenin kendisini bir türlü bitmek bilmeyen iki savaşın ortasında bulmasını açıklamaya yardım edebilir.
Sayfa 735Kitabı okudu
Ahlak Hissi ve Rasyonel Yaklaşım: Etik Düşüncenin İnsan Üzerindeki Etkisi
Ahlak hissi bize sosyal rollerle ve kaynaklarla uygulanabilecek etik sunumları sunar. Ancak, ahlak hissiyle ilgili uygulamaların çoğu ahlaki olmaktan ziyade, kabilecilik, otorite ya da püritenlikle ilgili davranışlara odaklanır. Bu durumda, hangi davranışları norm kabul edip doğrulamamız gerektiği konusunda bize yol gösteren, akıldır. En çok sayıda insana ve en fazla yarara ulaşmayı sağlayacak tek etik yaklaşım ise rasyonel-yasal zihniyettir ve bu, doğal ahlak hissimizin bir parçası değildir. Akıl, bu ihtiyaçlara yanıt verebilir, çünkü ucu açık bir kombinasyon sistemidir ve sınırsız sayıda yeni fikir üretebilen bir makinedir. Temel kişisel çıkarlar üzerine programlanıp diğerleriyle iletişim kurma yetisiyle donatıldığında, zamanla kendi mantığı, onu sürekli olarak daha fazla insanın çıkarlarına saygı göstermeye zorlayacaktır. Geçmişteki akıl yürütme girişimlerinin eksikliklerini belirleyen ve bu ışıkta kendini güncelleyip geliştiren yine akıldır.
Sayfa 736Kitabı okudu
Reklam
Fikri olan var mı?
Bir toplulugun bulundugu yerde içme suyu çok az. Su kaynaklarini yönetmek için, toplulugun YAPMAMASI gereken ne? A. Su kullanimini artirmak. B. Bir baska topluluktan su satin almak. C. Evlere su tasarrufu yapan cihazlar verlestirmek. D. Suyun fiyatini artirmak. "Arz talep yasası" ifadesinin anlamini kavrayan herkes D sikkinin dogru yanit olmadigini bilecektir. Ama gözünüzün önüne yalnizca bir su birikintisi ve ondan su içen insanlar geliyorsa, suyun fiyatiyla havuzun bosalma hizi arasindaki ilişki hemen görülemeyebilir. arz talep yasasının anlamını bildiğimi sanıyordum yazar niye d şıkkı olamaz ile arz talep yasasını bağdaştırdı fikri olan var mı?
Kaldı ki, genel zeka büyük ölçüde kalıtsal bir özellik ve aile ortamından pek az etkileniyor (ama kültürel ortamdan etkilenmesi mümkün). Bunu biliyoruz, çünkü erişkin yaşaki g değerleri açısından doğumda birbirlerinden ayrılmış tek yumurta ikizleri arasında güçlü bir bağlantı olduğu görülürken, aynı ailede yetişen evlat edinilmiş kardeşler arasında bu gözlenmiyor. Genel zeka, nöral yapısını ve işlevini ölçen, bilgi işleme hızı, genel beyin büyüklüğü, serebral korteksteki gri madde kalınlığı ve bir korteks bölgesini diğer korteks bölgelerine bağlayan beyaz maddenin yapısal bütünlüğü gibi birkaç özellikle ilişkilidir.
Sayfa 720Kitabı okudu
Akıl Yürütme ve Şiddetin Soyutlanması
Akıl yürütme, şiddete kazanılacak bir yarışma gibi yaklaşmak yerine onu zihinsel bir kategori olarak soyutlayıp, çözülecek bir problem gibi ele aldığında da şiddet karşıtı bir güce ulaşabilir. Homeros'un Yunanları, yok edici savaşların yukarıdaki kuklacıların sadist oyunları olduğunu düşünüyorlardı. Bunun da oldukça soyutlama gerektirdiği açık: savunmanın hilekar ebedi düşmanların kusuru olduğunu öne sürerek kendilerini sorumluluktan kurtarıyorlardı. Ancak savunmanın suçu tanrıların sırtına yıkıldığında, ölümlüler için savunmanın azalmasını sağlayacak birçok pratik fırsatın da önü kapanıyor. Ahlaki savas karşıtığı da ona bir bütün olarak yaklaşıyor, ama işgalci ordunun kapıda olduğu durumlarda ne yapmak gerektiği konusunda pek az ipucu sunuyor. Grotius, Hobbes, Kant ve diğer bazı modern düşünürlerin yapıtları bu konuda gerçek bir değişiklik anlamına geliyordu: bu düşünürler entelektüel bir yaklaşımla savunmayı proaktif kurumsal önlemlerle çözülebilecek bir oyun teorisi problemine dönüştürüyorlardı. Nitekim, yüzyıllar sonra, Uzun Barış ve Yeni Barış süreçlerinde bu düzenlemelerin bir bölümü, örneğin Kant'in demokratikleşme, alışveriş ve bir uluslararası topluluk üçlüsü savas sıklıklarını azaltmaya yardımcı olacaktı. Ve Kennedy ve Kruşçev'in bilingli bir yaklaşımla bunu iki tarafın da itibarını yitirmeden kaçınmalı gereken bir tuzak olarak yen bir zihne oturtmalarıyla, Küba Füze Krizi'nin çözülmesi mümkün oldu.
Sayfa 711Kitabı okudu
Kutsallık ve Tabular: Rasyonel Müzakerelerin Ötesindeki Engeller
Ancak kutsallık ve tabu zihniyeti, rasyonel müzakereciler tarafından hazırlanan en iyi planları bile boğabilir. Taraflardan birinin zihninde bir değerin kutsal olması durumunda, o değer sonsuz bir değer haline gelir ve tipki insanın herhangi bir sey kaygısında çocuğunu satamaması gibi, herhangi bir şeyle değiş tokuş edilemez. Milliyetçi ve dini duygularla coşkulanarak kutsal topraklara egemen olmak veya geçmişteki korkunç kitle katliamlarının tanınması gibi bazı değerler, kutsal olarak kabul edilir. Barış veya refah uğruna bu değerlerden taviz vermeyi tabu sayanlar vardır. Bunun düşüncesi bile, karşı tarafın alçak, vatan haini, satılmış ya da fahişe olarak nitelenmesine neden olabilir.
İnsanlar zenginleşip daha iyi beslendikçe daha sağlıklı ve daha rahat bir yaşam sürdükçe,kendi yaşamlarına da başkalarının yaşamlarınıda daha fazla değer vermeye başlıyorlar
Sayfa 197Kitabı okudu
48 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.