İşte bence Batı uygarlığı sanatının en göze çarpan özelliklerinden biri, sahip olanın ya da hatta izleyicinin zevki için nesneyi kendisine mal etmesini içeren bu haris ve doymak bilmez istektir.
İlkel denen halkların örneğinin bize öğrettiği gibi, karşılıklı hoşgörü çağdaş toplumların hiç olmadıkları kadar uzak bulundukları iki koşulun gerçekleşmesini gerektirir: göreli bir eşitlik ve yerli fiziki mesafe.
Uygarlık tarihi, yüzyıllar boyunca, şu ya da bu uygarlığın özel bir parıltıyla parıldayabildiğini göstermiştir. Ama bunun, tek bir gelişme çizgisinde ve her zaman aynı yönde olması zorunlu değildir.