Artık bir ayağı çukurda sayılır, Azrail bir gün kapısını çalıp onu tümüyle tiyatrodan koparacaktır. Hiç olmazsa bir kerecik Prens Hamlet'in ceketini sırtına geçirip deniz kıyısında, ıssız kayalar arasında sahneden şöyle bir geçmeyecek,
"Uçurumun derinliklerine bakıp
Uzak dalgaların hışırtısını duyduğunda
Bu ıssızlık sürükler seni umutsuzluğa!"
diye seslenmeyecek mi?