Ne erkek ne kadın umurundadır esasen, ..Bir ömrü uzaklarda geçirdikten sonra doğduğu, koca adamken de toy bir delikanlıyken de zihnen hep var olduğu toprağa döner ve orada sakin bir tanıklığın ardından hayat yolculuğu erer ve dünyaya dut ağacını dikip göçer gider.
Mezarcıların gömdüğü hem Hamlet peré ve hem de Hamlet fils'dir. Sonunda ölerek, hem kral hem prens olur ve ardı sıra müzik çalar. Ve öldürülmüş ya da ihanete uğramış olsalar da Danimarkalısından Dublinlisine tüm o narin ve hassas yürekler, boşanmayı reddettikleri tek kocanın ölüsü ardından gözyaşı döküp yas tuttular.
..
Kendi dünyasında muhtemel diye algıladığı şeyleri dünyanın gerçekleri olarak bulmuştu karşısında.
.
İnsanoğlu naziktir, ağır sözü kaldırmaz.
Eşek dersin kızar da, bin sırtına aldırmaz.
Belki bu sizin rüyanızı okuyanlardan birisi, dairesinin dışına kendini atar da, birisi dışarı çıkınca, öbürleri de belki kendilerine çizdikleri dairelerinden çıkarlar.
Hamlet'i bilirsiniz, Danimarkalı bir körpe prens, oyun boyunca <Anamı kim şaaptı?> diye şüpheler içinde kıvranır, döner duru. Bir türlü karar veremez. Sonra da oldu mu olmadı mı <to be or not to be> diye felsefe yapar.
"Hamlet'i bilirsiniz, Danimarkalı bir körpe prens, oyun boyunca <Anamı kim şaaptı?> diye şüpheler içinde kıvranır, döner duru. Bir türlü karar veremez. Sonra da oldu mu olmadı mı <to be or not to be> diye felsefe yapar."