instagram.com/p/CBQKTStjw6X/?...
Öyle yıkma kendini
Öyle mahzun öyle garip
Nerede olursan ol
İçerde dışarda derste sırada
Yürü üstüne üstüne
Tükür yüzüne celladın
Fırsatçının fesatçının hayının
Dayan KİTAP ile
Dayan iş ile
Tırnak ile diş ile
Umut ile sevda ile düş ile
Dayan rüsva etme beni
Akreple kurbağanın öyküsü
Yüzemeyen bir hayvan olduğunun farkında olan akrep, bir gün nehrin öte yanına geçmek zorunda kalır. Ne yapacağını düşünürken kıyıda pinekleyen kurbağayı görür.
Akrebin kendisine yanaştırığını fark eden kurbağa korkudan suya atlayıp uzaklaşmaya başlar. Akrep yalvaran bir ses tonuyla sorar:
“Kurbağa kardeş; karşıya geçmem gerek. Beni sırtında taşır mısın?”
Kurbağa büyüyen gözleriyle cevap verir.
“Daha neler? Beni sokup öldürürsün!”
“Olur mu?” der akrep. “O zaman ben de suya batar, boğulur, ölürüm”.
Kurbağa biraz düşünür ve akrebe hak verir. Kıyıya çıkar, onu sırtına alır ve karşı yakaya doğru yüzmeye başlar. Yolun yarısında ensesinde bir sızı hisseder. Vücudu hızla soğumaktadır. Kolları, ayakları hissizleşir. Beraber dibini boylayacakları suya batarken son nefesinde sorar:
“Hani sokmayacaktın akrep kardeş?”
Akrep mahsun, mahçup, çaresiz cevap verir:
“Ne yaparsın kurbağa kardeş; ben akrebim, huyum bu.”
SENİ SEVEN MEHMET'İN
Sana çiçekler getirdim;dikkatini çekmek için
Her sabah karşıladım; bir gülücük görmek için
Selam durdum en önde; bir günaydın bekledim