“İnsanın ruhunun derinliklerini yanan bir kibritin alevi gibi bir anda aydınlatan da küçük ayrıntılar değil midir zaten?”
•Selamlaaaar uzun süredir post atmıyordum çünküü Hava Uyanıyor, serisini okuyorum arkadaşlar ve şu an 4. Kitaptayım harikaaa neysee gelelim asıl yorumumuza.
•Zweig, okumayalı uzun bir süre olmuştu tarzını özlediğimi fark ettim. Bu eserde iki tane hikaye vardı ilk hikaye eserimiz ile aynı adı taşıyor. Olay Pariste yaşanıyor ve biz yine kahramanın gözünden şahit oluyoruz olaylara.
•Yankesicilik yaptığı anlaşılan adama karşı içinde büyük bir merak uyanan baş kahramanımız gününün kalanını onun ve zanaatının peşinde geçiriyor. Zweig’ın gözlemci bakış açısı ile anlattığı hikayede adeta kahraman ile birlikte hikayeyi yaşıyorsunuz ve zanaatkarımızın peşinden siz de Paris sokaklarında koşturuyorsunuz. İlk öyküde dikkatimi çeken şeylerden birisi de biraz Sherlock Holmes, havası vardı. Gözlem yeteneği bakımından.
•İkinci öyküsü olan Prater'de İlkbahar öyküsünde ise bir kadın kahramanımız esas kişi. Yazarımızın yarattığı kadın kahramanlar zaten hep ilgi çekici ve en başarılı olmuştur. Kahramanımız burjuva kesiminden. Burjuva kesimine mensup olan kadın bir gün gösterişsiz ve sıradan bir elbise ile topluma karışır. “Normal” insanlar gibi hayat sürmek ister onların hissettiklerini hissetmek ister.
•Benim gözümde ikinci hikaye biraz daha aşağıda kaldı ben ne yazık ki sadece ilk hikayesini sevdim lakin kitabı Zweig okuyucularına, kafa dağıtmak isteyenlere ya da uzunca betimlemelerden yorulmuş kısa bir ara vermek isteyen sevgili okur arkadaşlarıma öneririm.