Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Seçilmiş Tek Başkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın dediği gibi helal rızık peşinde koşan tüm işçilerin işçiler bayramı kutlu olsun... Provokasyon peşinde koşanlar hariç.
Kayseri'de, Atatürk Anıtı'na, 23 Nisan kutlamaları sırasında çelenk konulurken, 'Ey Müslümanlar, puta tapmayın,' şeklinde provokasyon yapan şeref yoksunu şahıs için apar topar akıl sağlığı yerinde değildir raporu almaya çalışanlar... Siz de haklısınız. Atatürk'e hakaret edenin ne aklı vardır ne fikri.
Reklam
1- Filistin İçin Bin Genç Kim? twitter.com/SennAbdulkadir/... Toparlanın size büyük bir provokasyon ve dezenformasyon kampanyasının hikayesini anlatayım. Filistin eylemleri/tepkileri maalesef çeşitli illetlerle malül. İsraille hala devam eden ticareti eleştirenler devleti
Bir provokasyon denemesi.. :)
Admin, kesin evde kalmıştır; görücü bile gelmez buna, Allah bilir... :))
Admin'e provokasyon mu yapsam ki?.. :)) O Admin, buraya gee-lee-ceeekkkk!... 😆
584 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
Kitabın sonlarında, her ne kadar çarpık bir zihnin ürünü de olsa katilin düşüncelerinin bir kısmına hak vermemek elde değil. Tüm dinlerde, mezheplerde, inanışlarda ortak olan bir şey var ki, o da kötülük veya şeytan. Ve kurgunun başından sonuna kadar, farklı coğrafyalarda, farklı seviyelerde de olsa sık sık kötülüğün bir boyutuyla karşılaşıyoruz.
Kızıl Karma
Kızıl KarmaJean-Christophe Grangé · Doğan Kitap · 2024241 okunma
Reklam
Haşmet Atahan;
30 sene önce yapılan bu Samsun-Ankara yürüyüşünde bir provokasyon yapılmıştır. Yapılan provokasyon şudur: Devletin gizli örgütleriyle bağlantı içerisinde Muzaffer Köklüoğlu ismindeki bir ajan kullanılmıştır. O yürüyüşte yürüyüşçülerin arasına sokulmuştur. Ve nasıl, işte sağ basının da kışkırtılması anlamında nasıl bir provokasyon yapılabilir şeklinde. O zamanki Deniz'lerin Türk bayrağıyla yürüyüşü sırasında bayrağın alemi, üstündeki alemí, ay yıldızlı olan alemi çalınmıştır ve kızıl bayrakla yürünüyor şeklinde sağ basına bir mesaj verilerek bir kışkırtma yaratılmaya çalışılmıştır.
Sayfa 241Kitabı okudu
Çok haklı Bukowskim
“kadınlar her yere yanlarında aynayla gitmekten vazgeçtiklerinde bana kadın haklarından söz edebilirler belki. ’’ Şiir mısralar düzeyinde algılanmaya çalışıldığında seçilmiş sözcükler provokasyon niteliğindedir. Kadınların, kadın hakları temelindeki hak arayışlarının samimiyetsizliğine, güvensizliğine işaret etmeye çalışır..
Turgut Özal'ın Emekçi sınıflardan yana bir popülizme prim vermeyen 'militan' serbest piyasacı tutumu; zenginliğin meşrulaştırılmasında, Menderes ve De­mirel'in -ikincisinde zaman zaman "servet düşmanlığına" karşı apolojetik tavra meyleden- çizgisinin çok ilerisine geçen üslübuyla, neredeyse provo­katif bir özellik kazandı. Simgeleşmiş sözlerinden olan "zenginleri severim" , böyle bir 'provokasyon'dur. Bir başka simgeleşmiş sözü, "Benim memurum işini bilir" idi; maaş zam­larının ertelendiğini açıklarken, memurların 'informel' telafi yolları bulacak­larını, vaziyeti idare edeceklerini ima etmek üzere söylemişti bunu - rüşveti kastettiğinden kimsenin şüphesi yoktu. (Gecekonducuları kentsel rantın ye­niden üretim döngüsüne dahil etmesi de aynı stratejinin eseriydi.) Özal'ın, onu liberalizmin hacet kapılarını açan adam olarak bağrına basanları dahi ra­hatsız eden sözlerinden biri oldu bu. Maddi menfaat uğruna her yolu mubah sayan pervasızlık, popüler politik dildeki ifadesiyle "köşeyi dönme zihniye­ti" ve "işbitiricilik", pejoratif Özal ve Özalizm imgesinin parçasıdır.
Sayfa 551 - İletişim Yayıncılık
Şeyh Said İsyanı bir provokasyon ve kışkırtma sonucu çıkmıştır. Düğün sırasında bir müfreze asker gelir ve Şeyh Said'in adamlarından birini zorla götürmek isterler. Aşiretin "Düğünden sonra veririz" demelerine rağmen askerler zorla almaya kalkarlar ve aşiretin şerefiyle oynarlar. Kışkırtmadan sonra isyan başlar. Aslında yem olarak gönderilen müfrezedeki askerler öldürülür. Planlanmış, tasarlanmış değil, tahrik sonucunda ortaya çıkmış bir isyandır. Daha sonra bu isyan bahane edilerek hepsi idam edilmiştir. Bediüzzaman bu tür kışkırtmalara gelmemiştir. Rus ordusunun başkomutanına kafa tutan Said Nursi, yoluna kaymakam çıktığında yolunu değiştirmiştir. Sebebini sorduklarında da şunu söylemiştir: "Sırtımızda yumurta küfesi gibi hazine taşıyoruz. Sırtında hazine taşıyan kimse, ona tekme atan çoluk çocukla ilgilenmez."
Reklam
Burada gayrimüslimlerle tartışırken kendini paralayan, ruh ve akıl sağlığını olumsuz etkileyecek tartışmalarda bulunan kardeşlerimi görüyorum. Tartışmak iyidir. Elbette tartışın ama tartıştığınız kişilere dikkat edin. Bir arayış içinde olan, objektif, gözü İslam nefretiyle kör olmamış kişilerle tartışmakta bir sorun yok. Fakat bu tiplemelerin dışındaki kişilerle tartışmak hem zaman kaybı hem de psikoloji kaybı. Benim nacizane tavsiyem bu 2. tip - gözünü İslam nefreti bürümüş - kişilerle tartışırken hakarete, aşağılanmaya vs. maruz kalacağınız için hiç tartışmaya girmeyin. Ortada bir provokasyon söz konusu ise o konu hakkında beğendiğiniz bir yazının linkini veyahut direkt olarak yazıyı atabilirsiniz. Karşıdaki kişinin amacı ağzındaki köpükleri etrafa saçmak değilse yazıyı objektif bir şekilde okur, değerlendirir ve ona göre eğer aklına yatmayan yerler olursa o yerler hakkında güzel bir üslupla sorular sorarak öğrenmeye çalışır. Bu 2. tip kişilerle tartışmak gibi bir hatayı ben de önceleri yaptığım ve şu an pişman olduğum için bu yazıyı yazmak istedim. Çünkü bu tür hakaret dolu tartışmalar gerçekten bazı zamanlar insanın psikolojisini harap duruma getirebiliyor.
Üniversite rezilliği
Devlet üniversiteleri kamuya açılmış. İsteyen elini kolunu sallayarak içeri girip gezebiliyor. Aferin. Öğrenciliği ekonomik olarak bitirdiniz, şimdi de sosyal olarak bitiriyorsunuz! Yakında o içeride aval aval gezenleri galeyana getirerip provokasyon yaptıracaksınız, hatta işi üniversite arazilerini kamulaştırmaya götürüp üniversiteleri tamamen bitireceksiniz. Harikasınız!!!
390 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.