Psikanaliz,Platon
"iyiler,kötülerin gerçekte yaptıklarını sadece rüyalarında görmekle yetinen kişilerdir"
Sayfa 75 - Cem yayın evi (rüya)Kitabı okudu
...Lacan bu miti, Freud'un ara sıra değindiği Platon'un Sempozyum'undaki Aristofanesçi mite alternatif olarak önerir: Insanlar ilk başta iki yarının birleşmesi ya da kaynaşmasından oluşan yuvarlak birer Birlikti; "tam" halinden memnun ve kendi kendine yeten varlıklardı, bu da onları tanrıların doğru bulmadığı bir kibir ve küstahlığa itti. Böylece tanrılar insanı ikiye bölmeye karar verdi. O zamandan bu yana, her parça diğer yarısının özlemi içindedir. Öteki yarımızı bulduğumuzda ortaya çıkan bir şey olan aşk, diğer yarımızla tekrar Bir hâline gelme özleminden başka bir şey değildir. Lacan'ın bu mitle ilgili olarak altını çizmek istediği temel fark şudur: Insanın cinsel üreme nedeniyle kaybettiği şey cinsiyetli diğer yarısı değil, kendi varlığının bir parçasıdır. Ve aslında ("aşk"ta) aradığı şey de bu parçadır - cinsel tamamlayıcısı değil.
Reklam
diyalektik (dialectique).
Sokrates Platon'un diyaloglarında temsil edildiği kadarıyla öncelikli olarak muhatabını, allak bullak edip savunmasız bir hale getirmekle ilgileniyordu. Lacan bu durumu analistin analizanı hikayesindeki çelişkiler ve boşluklarla yüzleşmeye zorladığı psikanalitik tedavinin ilk evresine benzetir. Yalnız tıpkı Sokrates'in muhatabının karışık ifadelerinden hakikati çekip çıkarması gibi analist de burada kalmamalı ve analizanın serbest çağrışımlarından hakikati çekip çıkarmak üzere yoluna devam etmelidir(bkz. S8, 140).Bu nedenle Lacan, "psikanaliz diyalektik bir deneyimdir" der (Ec, 216), çünkü analist analizanı "diyalektik bir işleyiş" içerisine sokmalıdır (S1, 278). Ancak bu "sonu gelmez bir diyalektik süreç" sayesinde analist, Sokratik diyaloğa benzer bir biçimde egonun engelleyici süreklilik ve sabitlik yanılsamalarını ortadan kaldırabilir (Lacan, 1951b: 12).
Rüyalara özgürlük...
"Erdemli insan, kötü adamın gerçek hayatta yaptıklarını görmekle yetinir." Platon
Sayfa 157 - Tutku
Psikanalist bir " uyum danışmanı" değil, Platon 'un ifadesiyle bir" ruh hekimi" dir. Bu görüş insanın doğasında ve işlerliğinde var olan ve tüm kültürlerde geçerli olan değişmez yasalar olduğu önermesine dayanır.
Katolik ve Protestan Kilisesi rahipleri, ruhla ilgilenen tek profesyonel grupmuş; sevgi, doğruluk, adalet ideallerinin tek sözcükleriymiş gibi görünüyor. Bu durum tarihsel olarak her zaman böyle değildi. Mısırlıların kültüründe rahipler "ruh hekimleri" ydi ama Yunanlılarınki gibi kültürlerde, bu görev en azından kısmen de olsa filozoflar tarafından üstlenilmişti. Sokrates, Platon, Aristotales herhangi bi' vahiy adına konuştuklarını ileri sürmüyorlardı.
Sayfa 16 - Say YayınlarıKitabı okudu
Reklam
40 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.