Dylan Evans İngiliz yazar. 1966 yılında Birleşik Krallık'ın Bristol şehrinde doğmuştur. Babası uçak mühendisi, annesi öğretmendir. 1986 yılında İspanyolca ve dilbilimi bölümününde öğrenciyken rahip olmak için okulu bırakmış bir yıl sonra tanrı'ya inanmadığını anlayıp okuluna geri dönmüştür.
Bastırma, hedeflediği fikirleri veya anıları yok etmeyip onları sadece bilinçdışına hapsettiğinden bilinçdışı bilgi her zaman çarpıtılmış bir biçimde; semptomlar, rüyalar, dil sürçmeleri ve benzerleri olarak geri dönebilir.
Lacan da Freud gibi psikozun psikanaliz kuramı açısından kayda değeri olduğunu ama klasik psikanalitik tedavi yönteminin kapsamı dışında kaldığını savunur, zira psikanaliz sadece nevroza uygundur.
Lacan'a göre yabancılaşma öznenin başına gelen ve üstesinden gelinebilen bir talihsizlik değil, öznenin ana kurucu bileşenlerinden biridir. Özne temelden bölünmüş, kendisine yabancılaşmıştır (bkz. BÖLÜNME). Bu bölünmüşlük halinden kurtulmanın, "bütünlüğe" veya senteze ulaşmanın imkanı yoktur.
Her arzu bir eksiklikten ortaya çıkar; kaygı bir eksikliğin eksikliğidir. Kaygı memenin yokluğundan ziyade onun bunaltıcı varlığıdır; gerçekte bizi kaygıdan kurtaracak olan onun muhtemel yokluğudur.
Evrimle ilgili özet bilgi edinmek istiyorsanız güzel bir anlatım sunuyor. Bazı yerlerde yorumu kararı okuyucuya bırakmayıp yönlendirmeler yapması pek hoşuma gitmemiş olsada evrim gibi ağır bir konuyu eğlenceli hale getirmişler
Dylan Evans, önsözde şöyle diyor, "Elinizdeki sözlük sık sık çileden çıkartacak kadar kapalı, bazen de hiç bir şey anlaşılmayan 'psikotik' bir sistem olmakla suçlanan bu dili keşfetmeyi ve açıklamayı deniyor."
Jacques Lacan'ı anlama gayretimde müthiş bir rehber olan bu sözlük (konu Lacan olunca) bildiğim sözlüklerden haliyle biraz farklı. Sözlükteki terimler Lacan'ın psikanalizle olan 50 yıllık ilişkisindeki gelişimi göz önüne alıyor. Bu da Lacan'ın terimlerinin zaman içerisinde evrim geçirirken eski anlamlarını kaybetmediğini bunun yerine birikimli olarak yol aldıklarını gösteriyor. Ancak Lacan'ın söyleminin temel özelliği gösterilenin gösterenin altındaki süreğen kayışı, durdurma yönündeki her türlü denemeyi alt üst etmesidir. Dolayısıyla Lacan'ın teorik lügatı hakkında bir sözlük yazmak kendi içinde çelişkilidir çünkü sözlükler genelde terimlerin anlamlarını sabitleyip muğlaklıkları ortadan kaldırmayı amaçlar. Yani tüm bu onu anlama ve eleştiriye açık hale getirme çalışmalarına karşın Lacan okurları kimi kavramların kullanımlarının muğlaklıktan sıyrılmadığını görebilecektir. Yazarın da dediği gibi bu sözlükte "yeteri tanımlar" yok yalnızca ve yalnızca terimlerin karmaşıklığı ve Lacan’ın dilinin genel bir mimarisi yer almakta. Okurların Lacan'ın metinlerinde dolaşıp karşılaştırmalar yapacağı, dönüp dönüp yeniden kimi kavramları bağlamları dahilinde "anlamlandırması" gereken bir sözlük.
Almanca öğretmenimde gördüğümde almayı kafaya koyduğum kitap. Okuyalı birkaç ay oldu ama tam şu an içimden kitap hakkında birkaç şey yazmak geldi.
O kadar yalın, tane tane anlatıyor ki anlamamak mümkün değil. Verdiği örnekler ve sayfalardaki çizimler çok hoştu. Aslında bir saatte bile bitecek bir kitap ama hemen bitmesin diye iki güne