Cesaret ve dostluk üzerine minnacık bir dev
açıkcası cesaret kısmı benim ilgimi cezbedemedi çünkü ben korkağım bu yüzden cesurları severim ama cesur olmak yemiyor... yine de iyiydi... cesaret de bilgelik ister gibisinden bir fikri var . bence de öyle
kitabın ikinci bölümü yani Lysis kısmını çok beğendim ... ve instagramda fenomenlerin, psikoloji mezunu sosyal medya terapistlerinin orda burda kurduğu sürekli duyduğum cümleler Platonunmuş meğer
Platona göre kötü dost olamaz kötünün dostu da olmaz. yine Platona göre insan kendiyle benzer olanı da sevemez insan ancak kendinde eksik olanı sever diyor ...
ki bunlar son günlerin moda cümleleri :) demek Platondan aşırıyorlarmış
neyse Platon kitaplarında Sokratesin kullandığı Mayotik (doğurtma) yöntem bu kitapta bana dokuz doğurttu . bir ara ne diyon sen dayı bile dedi içimdeki cahıl :) yok saçını beyaza boyadığında gördüğün saç mı beyaz mı , yok başka bir dost sayesinde oluşan dostluklar laftan mı ibaret , yok ilk dost ...falan fistan .... yaktın beynimi hacım
biraz sancılıydı açıkcası sonra bir iki ıkındım ve anladım bazı sayfaları çifter kez okumuşuz olsam da beğendim . Okuyun tavsiye ederim .
( tek sıkıntılı kısım Antik yunan geleneğinde Dost ve dostluk kelimeleri sözlük anlamının dışında yetişkin bir erkeğin genç bir delikanlıya duyduğu aşkı da betimliyormuş .... dipnota göre ve diyaloglar Hippothalesin Lysis e aşık olması üzerine başlıyor / bu kısmı görmüyorum )
kitaplar aşkına bu kısım hariç gerçekten güzel