İnceleme yazmayı pek sevmem, beceremem de...
Ama son zamanlarda okuduğum en etkileyici kitaba birkaç satır yazmak istiyorum
Çocukluk arkadaşına mektup şeklinde yazılan bu kitap; bana, sana, bize veya kendisine çok şey anlatıyor. Yaşamı reddeden bir arkadaşa mektup...
Yeterince ben miyiz, var mıyız bu toplumda, var edebiliyor muyuz kendimizi? Varlığımızla ilgili şüpheye düşüyor muyuz? Kafamda sorular sorular...
"Ne tuhaf, başlangıçları severken, kendini öldürdün: İntihar bir sondur. Acaba başlangıç olduğunu mu düşünüyordun?"
-İntihar neydi?
Kendimizi var edemediğimiz için bir çıkış yolu muydu, yoksa bıraktıklarımıza ceza mı?
Bana sorarsanız geride bıraktıklarımız için bencillikti..
Bu kitabı kendimle paylaşmaya kıyamıyordum. Mektubu ben mi yazdım, benim için mi yazıldı diye defalarca kez düşündüm. Kendimi tam anlamıyla buldum. İntihar eden bir arkadaş için yazılmış bu mektup varoluş mücadelesini çarpıcı bir şekilde anlatıyor. Üstelik bu kitabın yazarı,kitap yayınlandıktan on gün sonra kendini öldürüyor. İntihar mektubu bırakmıyor ama kendisini anlamamız için İntihar'ı bırakıyor.. ya da anlamamızı istemiyor, bilmiyorum.. okurken gözyaşlarıma hakim olamadım, belki de suçluluk duygusundandı...