Muhsine Özer

Muhsine Özer
@psk_mozer
Carl Gustav Jung "Bilinçaltının farkında olmayan kişi başına her gelen şeyi kader zanneder."
Psikolog
3 reader point
Joined on January 2024
Sabitlenmiş gönderi
Psikolojik durumunuz, fizyolojik işleyişiniz üzerinde dahi etkilidir. Ruhsal sıkıntılarınızı hafife almayın ya da toplum tarafından bir profesyonele başvurmanızın damgalanmasından çekinmeyin. Zira toplumdaki yerleşmiş kanı, bir illüzyondan ibarettir. Gerçeği yansıtmaz.
Reklam
Ben acımı ve kederimi ancak Allah'a arz ederim . -yûsuf suresi -86
“Hayata yönelik dürtü ne kadar engellenirse, yıkıma yönelik dürtü de o kadar güçlü olur.Yaşam ne kadar çok gerçekleşirse, yıkıcılığın gücü de o kadar az olur.Yıkıcılık yaşanmamış yaşamın sonucudur.” Erich Fromm

Reader Follow Recommendations

See All
Kendi sesine kulak ver. Başkalarının sözlerinde kaybolma..
Freud
İnsan, karşılaştığı kişilerin kalıntısıdır.✨
Reklam
Dünyada ve Türkiye’deki tüm resmi çocuk psikiyatristi klinikleri DEHB’nin genetik nedenli, nörobiyolojik bir hastalık olduğunu ve DEHB tedavisinde en önemli seçeneklerden birisinin ilaç tedavisi olduğu konusunda görüş birliği içerisindedirler.
Beyin görüntüleme çalışmaları, DEHB’lilerin kontrol grubu ile karşılaştırıldığında, nispeten daha az beyin kütlesine sahip olduğunu ve bu kütlenin daha az metabolik aktivite gösterdiğini kanıtlanmıştır.
Çeşitli bilimsel metotlarla yapılan sayısız çalışma DEHB olan kişilerin psikolojik eksikliklerinin beyninin belirli bölgeleri(prefrontostriatal bölge; yani frontal lob ve basal çekirdekler ile bağlantıları, tüm bunların beyinciğin ana bölümleri ile olan ilişkileri) ile ilişkilendirmektedir. DEHB’lilerle yapılmış nörolojik çalışmaların büyük bir bölümü, bu kişilerin beyinlerinde bahsedilen bölgelerde elektriksel aktivitelerin daha az olduğunu ve bu bölgelerin bir veya birkaç yerinde uyarana verilen tepkinin daha az olduğunu göstermektedir.
Bütün bu verilerden sonra söylenecek tek şey kalıyor: “Lütfen bilimin ışığından ayrılmayın.”
Reklam
Hastalık yoktur hasta vardır..
Tıpta çok önemli bir kural vardır “hastalık yoktur hasta vardır”. Bu kural hekimlik sanatının en önemli yol göstericilerindendir. Hekimin insanı bir makine gibi değil ruhu, bedeni ve çevresiyle bir bütün olarak kabul etmesini ve karşısındaki insanın “sadece dünyada bir tek” olduğunu “ser üretilen bir mal” olmadığını daima hatırlamasını sağlar. Bu kural hastalığı değil insanı ön plana çıkarmamıza yardım eder.
Kişiye göre reçete misali..
Burada önemli olan tedavi düzenlenirken sadece bir tedavi biçiminin olmadığının göz önünde bulundurulması ve tedavinin gidişine göre gerekli düzenlemelerin yapılmasıdır.
Kişinin kendisine en uygun tedavinin belirlenmesinde en önemli basamak tanı koyma sürecidir. Tanı koyma sürecinde olgu ve ailesine yönelik psikiyatrik ve toplumsal durumun doğru bir biçimde belirlenmesi tedavi sürecini çok olumlu bir biçimde yönlendirecektir.
…bugüne kadar yapılan binlerce araştırma DEHB konusunda en etkin tedavi yönteminin ilaç tedavisi olduğunu ortaya koymaktadır. DEHB temelde nörobiyolojik nedenler sonucunda oluşan bir hastalık olduğundan ilaç tedavilerinin diğer tedavi seçeneklerinden daha etkili olması oldukça doğaldır.
DEHB’de en etkin tedavi yöntemi ilaç+davranış tedavileri kombinasyonu veya sadece ilaç tedavisidir.
DEHB olan çocuklarda eşlik eden benlik saygısı düşüklüğüne veya depresyona oldukça sık rastlanır.
Reklam
İnsan ruhu, bedeni ve yaşadığı sosyal çevreyle bütün yani biyo-psiko-sosyal bir canlıdır.
Unutulmamalıdır ki “yarım doktor insanı candan eder!”
DEHB tanısı için kime gitmeliyim?
DEHB tıbbi bir hastalıktır ve çocuk psikiyatristi tarafından tanı konur ve tedavi düzenlenir.
Aciliyetle bir psikiyatriste başvurun!
DEHB aynı astım, şeker hastalığı veya hipertansiyon gibi kronik bir hastalıktır. Eğer sizler çocuğunuzda dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu olduğu konusunda şüphe içindeyseniz, “Acaba yakında kendiliğinden geçer mi?” diyerek kendinizi oyalamayın.
Sayfa 107
“Sonunu düşünerek hareket etme insanın diğer canlılardan en belirgin olarak ayrıldığı özelliğidir. İnsanın refleksleriyle ya da dürtüleriyle değil düşünerek karar vermesine olanak tanır.”
Sayfa 101
Reklam