Çolak tanrı, kör tanrı, ölü tanrı.... La bu ne?
Kurt Fenrir’in zincire vurulmasına yardım ederken sağ elini kaybeden gözüpek ve bilge savaş tanrısı Tyr da Odin’in oğullarından biri olarak görülür.
İskandinav mitleri hakkındaki bilgimiz, başlıca üç kaynağa dayanmaktadır. Bunlardan ilki, birbiriyle bağlantılı ama dağınık metinlerden ve kısa ya da orta uzunluktaki şiirlerden oluşan Nazım Edda'dır. Bu derlemenin kalbini, 'Kraliyet Elyazması' anlamına gelen Codex Regius oluşturmaktadır. Bu şekilde adlandırılmış olmasının sebebi, bu elyazmasının, Danimarka ve İzlanda hükümetleri arasında 1971 yılında varılan bir anlaşma gereği anayurduna geri götürülmeden önce, yüzyıllar boyu Kopenhag'daki Kraliyet Kütüphanesi'nin hazinelerinden biri olarak kalmış olmasıdır. Codex Regius, İzlanda'nın Hıristiyanlığı resmî din olarak kabul etmesinden yaklaşık olarak üç yüzyıl sonra, 13. yüzyılın ikinci yarısında kaleme alınmış bir tirşe elyazmasıdır. Bu elyazması, on bir tanesi mitolojik konuları ele alan, on altı tanesi ise nesir tarzındaki iki ek metinle birlikte Germen eskiçağının erkek ve kadın kahramanları hakkında yazılmış olan, toplam yirmi dokuz şiir içermektedir. Benzer biçim ve içeriğe sahip birkaç şiiri barındıran başka elyazmaları da bulunmakla birlikte, nesir tarzında kaleme alınmış mevcut metinlerde karşımıza çıkan şiir alıntıları, elimizde bulunanlardan çok daha fazlasının bugün kayıp olduğuna işaret etmektedir. Sonuçta, elimizdeki kalıntıların aslında son derece geniş bir şiir külliyatının varlığını koruyabilmiş rastgele bir bölümü olabileceği ve elimizdeki kalıntılardan hareketle birtakım sonuçlara varmaya çalışırken bu gerçeği göz ardı etmememiz gerektiği unutulmamalıdır.
Reklam
Bu Türklerin Müslüman olup mezarlarına ejder motifi işlemesi gibi
Hiç kuşkusuz, Hıristiyanlığın İskandinavların davranışlarında ya da inançlarında köklü birtakım değişiklikler meydana getirmiş olduğu varsayımıyla hareket etmek zorunda değiliz. Bildiğimiz kadarıyla, o dönemlerde İrlanda'da yaşayan bir İskandinav'ın aynı anda hem İsa'ya hem de Thor'a inanıyor olması pekâlâ mümkündü. Hıristiyanlığın mitleri, İskandinav mitlerinin yerini almaktan ziyade, onlara bir şekilde eklenmiş ya da yedirilmiş de olabilir. Sözgelimi, Cumbria'daki Gosforth kilise mezarlığında bulunan 11. yüzyıldan kalma görkemli bir haçın üzerinde çarmıha gerilme sahnesinin tasvir edildiği oymalar bulunmaktadır. [S.16] Ama aynı mezarlıkta, İskandinav tanrıları hakkındaki mitleri tasvir ettikleri düşünülen başka heykeller de vardır. Bu konuda başka bir örnek de, Man Adası'ndaki Andreas'ta bulunan ve üzerinde haç şekli olan bir mezar taşıdır. Bu mezar taşı üzerinde, bir hayvan tarafından söz konusu haçın kollarının birinin altında vahşice saldırıya uğrayan mızraklı bir sima tasvir edilmektedir ve genel kanı, bu simanın, korkunç kurt Fenrir'in saldırısına uğrayan tanrı Odin olduğu yönündedir.
Hıristiyanlığın İskandinav kıtasında resmî din haline gelmesi, görece yakın bir tarihe rastlar. Bu yeni dine karşı güçlü ve kararlı bir yönelim, 10. yüzyılın ortalarında ilk kez Danimarka'da başlamıştır. Norveç'te Hıristiyanlık, 10. yüzyılın sonu ile 11. yüzyılın ilk yarısında benimsenmeye başlanmıştır. İsveç, bu kervana biraz daha geç katılmıştır. İzlandalılar ise, kendi Ortaçağ tarihçilerine bakılacak olursa, Hıristiyanlığı aşağı yukarı 1000 yılında benimsemişlerdir. Başka bölgelerde bulunan Viking sömürgelerinde Hıristiyanlık daha önceki tarihlerde benimsenmiş olsa bile, Batı Avrupa'yla kıyaslandığında, onların da bu kervana geç katıldıkları söylenebilir. İskandinavya'dan Batı İngiltere'ye göç etmiş olanlar, MS 870 yılında bizzat şehit ettikleri Kral Edmund'un Hıristiyanlığa göre azizlik mertebesine nail olmasını kutlamak amacıyla, bu olaydan yirmi yıl sonra onun adına para bastırmışlardır. Man Adası'nda yaşayan sömürgecilerin daha 10. yüzyılda haç şeklinde mezar taşları diktikleri ve yerli Hıristiyan Kelt halkla evlilikler yaptıkları da bilinmektedir.
İskandinav Mitlerinin Kaynakları
'İskandinavlar' sözcüğünü duyduklarında, İngilizlerin aklına hemen, MS 800 ile 1100 yılları arasındaki üç yüz yıllık süre zarfında dört bir yanı fethetmiş, sömürgeleştirmiş, yağmalamış, ticaretle uğraşmış ve hatta kimileyin İskandinavya'nın doğusunda ve batısında yerleşim yerleri kurmuş olan gözü pek ve acımasız Viking halkı gelir. Bu insanların pagan bir dinleri ve epey karmaşık bir pagan mitolojileri olduğu konusunda hiçbir kuşku yoktur. Fakat bu din ve ona eşlik eden mitlerle ilgili öğelerin ne kadarının gün ışığına çıkarılabileceği pek açık değildir. Zira Vikingler pek okuryazar insanlar değillerdi ve arkalarında bıraktıkları yazıtları saymazsak, inançlarının ancak bir kısmını, mitlerinin ise pek azını kayda geçirmişlerdir.
Thor’un, tanrıların ve insanların düşmanları olan korkunç varlıklara karşı verdiği mücadele, bu mitlerin hepsinde bulunan ortak bir temadır.
Reklam
732 öğeden 721 ile 730 arasındakiler gösteriliyor.