Loki tam bir çelişki yumağı
Loki, dünyanın sonunu getirecek olan savaşta, tanrılara karşı çarpışacak ordunun komutanlarından birisi olacaktır. Ayrıca, Heimdall’ın baş düşmanıdır.
Balık avlayan tanrı mı olur ya? :
Ertesi sabah, Hymir balığa çıkmaya hazırlanmaktadır. Thor da ona eşlik etmek ister. Ama Hymir onun çok güçsüz olduğunu ve açık denizlerde soğuktan donabileceğini söyleyerek, Thor’a karşı çıkar. Thor öfkelenir ve devle birlikte balığa çıkmakta ısrar eder. Hymir ona kendi balık yemini kendisinin bulmasını söyler.
Reklam
Neyse ki bütün skald şiirlerini takip etmek bu kadar güç değildir. Kimi skaldlar, mitolojik düşünce örüntülerini yine kullanmışlarsa da, görece daha anlaşılır şiirler yazmışlardır. 10. yüzyılda yaşamış olan İzlandalı şair Egil Skallagrimsson, oğullarından ikisini kaybettiğinde, kendisini arkadan vurduğunu düşündüğü koruyucusu ve şairlerin tanrısı Odin’e ithafen zehir zemberek bir ağıt kaleme almıştır. Bu gibi durumlarda şiir yazmanın çok güç olduğunu söyleyip “Vidrir’in hırsızlık yapması için hiç de uygun bir zaman değil” demiştir. Vidrir, Odin’in bir başka ismidir. Çaldığı şey ise şairlik içkisi olan bal şarabıdır. Ama Odin şairi incitmiş olsa bile, bahşettiği şairlik yeteneği sayesinde onu bir yandan da güçlü kılmıştır. “Eğer olayları görmem gerektiği gibi görecek olursam, Mimir’in dostu bana kederimin karşılığını vermiştir.” Mimir, Odin’in dostudur. Zira bilge Mimir’in kesik başı, geleceğe dair pek çok sırrı Odin’e anlatmıştır.
Ne kadar akıllı bir kurt :D
Ismarladıkları zinciri teslim alan Tanrılar, hiç zaman kaybetmeden kurdun yanına varırlar. Bir yandan bu yeni zinciri takabilmek için kurdu kandırmaya çalışırlarken, diğer yandan da demir zinciri bile zorlanmadan kırabilen bir hayvanın, bunu da kolayca kırıp kıramayacağı hakkında kendi aralarında tartışmaya başlarlar. Kurt, böylesine ince bir zinciri kırmanın kendisine hiçbir şan şöhret getirmeyeceği ve bu işin altından bir çapanoğlu çıkabileceği gerekçesiyle, zincirle bağlanmayı önce reddeder. Ama sonra, cesaretinden şüphe edileceğinden korkan kurt, zincir takılacağı sırada tanrılardan birinin iyi niyet göstergesi olarak bir elini onun ağzına sokması koşuluyla zincire vurulmaya razı olur.
Kelt Haçı mı Thor çekici mi?
Hiç kuşkusuz, Hıristiyanlığın İskandinavların davranışlarında ya da inançlarında köklü birtakım değişiklikler meydana getirmiş olduğu varsayımıyla hareket etmek zorunda değiliz. Bildiğimiz kadarıyla, o dönemlerde İrlanda’da yaşayan bir İskandinav’ın aynı anda hem İsa’ya hem de Thor’a inanıyor olması pekâlâ mümkündü.
İngilizlerin ve Rusların oluşumunda bu göçler yer tutar
İskandinavya’dan Batı İngiltere’ye göç etmiş olanlar, MS 870 yılında bizzat şehit ettikleri Kral Edmund’un Hıristiyanlığa göre azizlik mertebesine nail olmasını kutlamak amacıyla, bu olaydan yirmi yıl sonra onun adına para bastırmışlardır. Man Adası’nda yaşayan sömürgecilerin daha 10. yüzyılda haç şeklinde mezar taşları diktikleri ve yerli Hıristiyan Kelt halkla evlilikler yaptıkları da bilinmektedir
Reklam
Dahası, Codex Regius'un nerede ve ne zaman kaleme alınmış olduğunu söylemek nispeten kolay olsa da, Edda şiirlerinin kendilerinin nerede ve ne zaman yaratılmış olduklarını belirlemek son derece güç, hatta belki de imkânsızdır. Codex Regius, farklı tarihlerde ve farklı yerlerde yaratılmış çalışmaları bir araya toplamaktadır. [S.19] Bu şiirlerin kimisi Viking çağının ilk yıllarından, kimisi ise İskandinav uygarlığının Avrupa'nın Ortaçağına dâhil olduğu 12. yüzyıl gibi nispeten yakın bir tarihten kalmadır. Kimisi Norveç'ten, kimisi ise daha batıdaki İrlanda ya da Grönland gibi diğer yerleşim yerlerinden gelmektedir.
Anlaşılan o ki Thor, sırf tanrılar daha çok bira mayalayabilsinler diye Hymir’in görkemli kazanını çalmak ister ve devin evine konuk olur. Bununla birlikte, başka kaynaklara da sahip olduğu anlaşılan Snorri, bu öyküyü daha inceltilmiş bir halde anlatmaktadır. Thor’un niçin devin yanında kaldığına ilişkin hiçbir şey söylemez, ama Thor’un bir yolculuğu sırasında orada bir gece konaklamış olduğunu söylemekle yetinir.
İzlanda kıyılarına yaklaştığında, kendisine Norveç’teki ataların dan miras kalan salonundaki şeref kürsüsünü yıllardır desteklemiş olan tahta payandaları denize attı. Bu payandaların “birinin üzerine Thor’un adı işlenmişti. Thorolf, bu payandanın kıyıya vuracağı yere yerleşmeye karar verdi”. Göçmenler, suda yüzen payandaları takip ettiler ve onları İzlanda’nın batısında yer alan bir burunda karaya vurmuş olarak buldular ve “oraya, o günden beri Thorsnes denmektedir”. Hâlen de öyledir.
Codex Regius, farklı tarihlerde ve farklı yerlerde yaratılmış çalışmaları bir araya toplamaktadır. Bu şiirlerin kimisi Viking çağının ilk yıllarından, kimisi ise İskandinav uygarlığının Avrupa’nın Ortaçağına dâhil olduğu 12. yüzyıl gibi nispeten yakın bir tarihten kalmadır. Kimisi Norveç’ten, kimisi ise daha batıdaki İrlanda ya da Grönland gibi diğer yerleşim yerlerinden gelmektedir
732 öğeden 721 ile 730 arasındakiler gösteriliyor.