"Allah'ım, eğer sana cehennem korkusundan ibadet edersem, beni cehennemde yak.
Ve eğer cenneti umarak ibadet edersem, beni cennetten kov.
Ama eğer sana, senin için ibadet edersem, beni cemâlinden mahrum bırakma."
Hakk için can vermeyi her şeyden çok dileyenlerimiz dahi Hakk uğruna yaşamayı beceremedikçe Rabiatü'l-Adeviyye misal Hakk âşıkları mazinin süsü olarak hatırlanacaklar. Hele bir de ne yaşarken, ne ölürken Hakk'ı dert edinenlerimiz var ki; Rabb-i Rahîm onları ve hepimizi rahmetiyle ıslah buyursun!..
Mescid-i Aksa'ya atfedilen kutsallık gereği sahabe ve tabiin neslinden başlayarak Müslümanların Kudüs'e ziyaretleri süreklilik arz etmiştir. İslam coğrafyasının farklı bölgelerinden özellikle hac mevsimlerinde Kudüs'e ziyaret maksadıyla gelen birçok âlim burada ikamet ettikleri zamanlarda ilmî faaliyetlere katılmışlardır. Kudüs'teki ilmî hayata öncülük eden Ebü'd-Derdå, Ümmü'd-Derdå ve Ubåde b. Sâmit gibi sahabilerden hadis rivayetlerinde bulunan Kabisa b. Züeyb (86/705?) ve Abdullah b. Muhayriz (99/717) bu âlimler arasında zikredilebilir. Sahabeden Firûz ed-Deylemi'nin oğlu Abdullah ile Kur'ân'ın tamamını ilk defa tefsir eden Makátil b. Süleyman'ın (150/767) Kudüs'ü ziyaret ettikleri ve bu ziyaretleri esnasında ilmi faaliyetlere katkı sağladırlan bilinmektedir. Bunların yanı sıra Kudüs'te ilimle meşgul olanlar arasında Süfyan es-Sevri (161/778), Ibrahim b. Edhem (161/778) ve Rabiatü'l-Adeviyye (185/801) gibi ilk dönem zahit ve sufi âlimler de bulunmaktadır. Şafii mezhebinin kurucusu İmam Şafiî (204/820), muhaddis ve sufi yönüyle tanınan Bişr el-Hafi (227/841), Kerramiyye firkasının kurucusu Muhammed b. Kerrâm (255/869), Hanbeli fikıh âlimi Ebü'l-Ferec eş-Şîrâzi (486/1094), Şafii fıkıh âli- mi ve hadisçi Nasr b. İbrahim el-Makdisî (490/1096) Kudüs'teki ilmi faaliyetlere katkı sağlamışlardır.
Ya İlahî, sen benden hoşnut ol da, bütün âlem bana kızsın yüz çevirsin
Seninle aramızda bulunan her şey mamur oldukça, âlemle aramızda bulunan her şey yıkılıp harap olsa ne çıkar...
Bir anda güneş sönse, ay düşse
Yıldızlar birer birer dökülse
Karanlık bütün şekilleri silse ve âlem kendini
kaybetse
Ebedi sevgili kalbimde aşikârdır
Mutlak güzelliğini ayan beyan gösterir gönül
aynam
Hz. Rabiatü'l-Adeviyye
Rabia, kendi benliğini Allah'a adayan, ilahi aşkın zirvelerine ulaşan bir kadının hikayesidir. Hasan Basrî hazretleri ile kesişen yolları, nefsiyle mücadele ederek Rabbe adanışını anlatan bu eser, gerçek bir teslimiyet örneği sunuyor. Sadiye hanımın satırlarında bulduğumuz incelik ve derinlik, Rabia'nın yaşamında adeta bir manevi