Cennet nasıl nihayetsiz manevi yükselme ne yurdu ise, cehennem azabından maksat da işkence değil, fakat insanı temizlemek onun manevi yükselişe layık bir hale getirmektir.
Cesaretlen ve ilerle! Zerre kadar korkmadan adım at!
Sufyan Sevrî, Rabiatü'l Adeviyye'ye: "İmanınızın hakikati nedir?" diye sorunca Rabia şu cevabı vermişti: "Allah'a Cehennemden korkarak veya Cennetini isteyerek ibadet etmek suretiyle kötü bir işçi gibi olmak istemedim. Sevdiğim ve özlediğim için O'na ibadet ettim".
Sayfa 96Kitabı okudu
Ya İlahi, sen benden hoşnut ol da, bütün âlem bana kızsın yüz çevirsin.
Seninle aramızda bulunan her şey mamur oldukça, âlemle aramızda bulunan her şey yıkılıp harap olsa ne çıkar...
Bir anda güneş sönse,ay düşse Yıldızlar birer birer dökülse Karanlık bütün şekilleri silse ve âlem kendini kaybetse Ebedi sevgili kalbimde aşikârdır Mutlak güzelliğini ayan beyan gösterir gönül aynam
Hz.Rabiatü'l-Adeviyye
Bir şeyi yermemiz ve kınamamız zaaflarımızı da ele veren bir ifşa olabilir. Yani o şeyi ne kadar önemsediğimizi, o şeye nasıl meftun olduğumuzu da dile getiriyor olabiliriz.
Râbiatü'l-Adeviyye'ye bir adam gelmiş. Başlamış huzurunda dünyayı yermeye: "Dünya şöyle kötü, böyle bayağı, şu kadar adi. Ah şu dünyanın ettikleri." Epey uzun da süren bu yerme seansından sonra, tarihin gördüğü en dev kadınlardan olan Râbia Sultan ona şöyle demiş: "Bitirdiysen, senin şu ana kadar ne yaptığını söyleyeyim. Senin konuşmandan benim anladığım, sen dünyayı çok önemsemiş, onu çokça kafana takmışsın."
Cafer b. Muhammed şöyle demiştir: İbn Mesrûk'un şöyle dediğini duydum: "Salih el-Murri'nin meclisinde Rabiatu'l Adeviyye ile karşılaştım. Salih dedi ki: " Kapıyı çalmaya devam edene kapının açılması yakındır." Rabia bunun üzerine şöyle dedi: "Kapı açık ama sen ondan kaçıyorsun. Daha rotasının ilk adımında hata ettiğin hedefe nasıl ulaşabilirsin ki?!"
Sayfa 19
Bir dost uyuyor ise diğer dost uyumaz.
Yine şöyle bir olay nakledilir: Râbiatul Adeviye gece uyumuş ve evine hırsız girmiştir. Hırsız, Rabiatul Adeviye'nin günlük hayatında kullandığı çarşafı alır ve götürmek ister. Fakat bir türlü evin çıkış yolunu bulamaz. Çarşafı aldığı yere geri koyar ve yolu bulur. Fakat hırsız, o çarşafı almakta inat eder. Tekrar çarşafı alır yine yolunu bulamaz. Bu durum yedi defa böyle tekrarlar. Bu esnada manevi bir ses: "Be hırsız! Kendini zahmete sokma. Râbiatu'l Adeviye kendini bize ısmarladı. İblis bile Râbiatu'l Adeviye'nin etrafında dolaşmaya cesaret edemiyor. Sen hırsız olarak, onun çarşafı etrafında dolaşmaya nasıl cesaret ediyorsun? Boş yere zahmet çekme! Bir dost uyuyor ise diğer dost uyumaz," denilmiştir.
Sayfa 66 - Rabbani yayıneviKitabı okudu
Hanbelîlik, Abdülkadir Geylânî,
İbn Teymiyye ve Tasavvuf Üzerine...
Bilindiği gibi Hanbelî Mezhebi, Ehl-i Sünnet ve Cemaat’in dört fıkhî mezhebinden birisidir. AHMED B.HANBEL (h.164/m.780 – h.241/m.855) rahmetullahi aleyh hazretlerinin şer’i delillerden çıkardığı hükümlere ve gösterdiği yola Hanbeli Mezhebi denmiştir. Hanbeli Mezhebi’nde kaynak olarak Kur’an ve Hadis önceliklidir; Kitap ve Sünnet’te kesin bilgi