Muhteşem..Beğenmek ne kelime bayıldım...Bunu okumayan Tefsir okudum demesin!!!
''İlmî ve fikrî çalışmalarını önceleri daha çok Kur’an’ın edebî i‘câzı üzerinde yoğunlaştıran Seyyid Kutub, daha sonra Kur’ân-ı Kerîm’den ilham alarak hazırladığı makalelerini “Fî Ẓılâli’l-Ḳurʾân” başlığı altında el-Müslimûn dergisinde yayımlamaya başlamış,
Uzun yıllar önce Babalar ve Oğullar’ı okumuş ve çok sevmiştim. O zamandan bu yana da hiç Turgenyev okumadım. Avcı’nın notları’nı okuduktan sonra Turgenyev gibi büyük bir yazarı okumamanın büyük bir kayıp olduğunu fark ettim. Diğer kitaplarını da okumayı planlıyorum. Avcı’nın notları; Yermolay ile değirmencinin karısı, Çertophanov ile Nedopüskin, Çertophanov’un sonu, Mumu, Komşu Radilov, Birük, Kaderci, Han öykülerinin olduğu güzel bir öykü kitabı. Ben en çok Mumu’yu sevdim. Öykülerde dikkatimi çeken ana tema çoğunda birini sevmeye, bağlanmaya ihtiyaç duyan, hatta sevdiğinde yaşamla dolan insanların uğradığı hüsran oldu. Bu nedenle can yakıcı bir yanı var öykülerin. Özellikle Mumu ve Çertophanov’un sonu öykülerinde ana tema bu. Öykülerde ayrıca vicdan olumlu ve olumsuz anlamda da konu edilmiş. Özetle ben sevdim kitabı. Tavsiye ederim.
Avcının NotlarıIvan Turgenyev · Can Yayınları · 2007371 okunma
Doz a niviskar Burhan Tekî ku 8 çîrokan pêk tê. Di serî de doza çîroka nûjen dike. Çawa ku raya giştîve eyane, bi reçeteya dermanekî jî çîrok tên sazkirin.
Niviskarê me jî çîrokên cûr bi cûr daye pêşberî xwîneran. Çîrok alî zimênve bi awayekî stabil diherikin. Lê dibe ku ji ber mijara( niviskarê me doxtore. Qurmê çîrokan jî ev pîşeyê û nexwaşxanêye) be hîn peyvê teknîkî hene ku wek wîzîte, otopsî hwd beloq dinimînin.
Çîrokan de buyer pir, şayesandin kêmin. Çîroka Eywanê de berhemeke biraninê tê vegotin. Lê du encam hene anjî çîrok dû çiqe. Yek di bernama biranîna niviskar Ezîz Cemşîd de . Axêver Mahmut Serdar radibe divê Ezîz Cemşîd niviskarekî diz bu. Xwenêr wetrê çîrok ev bû. Ango diziya nepen a niviskarekî, piştî salan eşkere bû. Lê di wê eywanê de kurê niviskar û gelek kesên din bertek nîşan didin û tertê holê ku. Axêver nexaşe û tiştên nebuyîne dibêje.
Çîroka Biryar de jî disa du dilî heye. Ne ewe ku biryara nexweş vebêje ne ewe rasthatina hevalê bavê xwe vebêje.
Û çîroka Ji Mecbur. Di vê çîrokê de jî ewilî mijara çîrokê çawa ku hevnasîna vebêjêr û Ayselê be diherike. Lê niviskar biryarek nû dide û navenda çîrokê dibe ser hesudiya Ayselê. Ji Ayselê karakterek wusa diafirîne. Zehlê mirov ji Ayselê diçe.
Hemû çîrok bi zimanekî baş, bê şayesandin û devê kesê yekem hatine vegotin. Dibe ku ji ber vê ye.Çawa ku hemû bîranin bin.
Ana ve baba çocukların geleceği için, üç-
masını ve yiyeceklerini bulmasını istedi.
Babası çok sert olduğu için kız özgürlüğünü istedi.Ama çocuklar aile.
büyüklerine karşı saygılı idi.Babası has-
yaşanınca iyileşinceye kadar dalda kaldı.
Biz SerçelerYordan Radiçkov · Evrensel Basım Yayın · 199513 okunma
Memleketim de bir kitap fuarına gittiğimde bizzat yazarıyla tanışarak aldığım bir kitaptı. Hani paragraf sorularında çıkar da bir çoğumuz sadece okur geçeriz bir kitabı anlamak için bazen yazarını da bilmek gerekir. Yazarını da tanıyınca insan kitabın içinde kaybolup gidiyor. Süslü cümleler, derin anlamlar, metaforlar, olmayan çok sade ve hayattan bir kitap. Kitaptan ziyade bir yaşam öyküsü aslında. Çok sade çok yalın ve çok samimi bir anlatımla bir KADININ hayatının nasıl ellerinden alınıp ne çaresizliklere bırakıldığını anlatan etkileyici bir kitap.
Drina Köprüsü, Bosna, Sırbistan arasında bir köprüdür. Köprünün bir tarafında Müslümanlar diğer tarafında Hristiyanlar yaşamaktadır. Köprü Sokullu Mehmet Paşa’nın devşirme yıllarından hayali olarak yapılmıştır.
Köprünün yapımında Mimar Abid Ağa çalışmıştır. Abid Ağa çok gaddar bir insandır. Kimseye göz açtırmaz. Herkesi köprüde karşılıksız
Öğrendiğime göre, Netoçka Nezvanova Dostoyevski'nin ilk roman denemesiymiş. Bu romanın kaderi ise, yarım kalmakmış.
1849'da tutuklanıp Sibirya'ya sürgüne gönderilmesiyle
roman yarım kalmış ve Dostoyevski hiçbir zaman Netoçka Nezvanova'ya geri dönmemiş.
Ben, tamamlanmamış haline rağmen, bu kitabı çok sevdim.
Netoçka'nım dram yüklü hayatının, bu hayattaki çilekeş
annesinin ve başarısız bir müzisyen olan babasının hikayesi beni derinden etkiledi.
Derinlemesine işlenen acı, aşağılanma, pişmanlık
karakterler üzerinden bu kadar iyi anlatılamazdı!
Dostoyevski kitaba devam edebilseydi acaba nasıl bir son bizi beklerdi merak ettim doğrusu. Herkesin kendine göre bir sonu vardır. Kitabı da kendi sonuma göre yorumlayıp bitirdim.
Kurtuluş Savaşı süresince Anadolu, kadını erkeği ile tek yürek olup işgalcilere karşı savaşmış,çok kayıplar vermişler .
Dul,yetim,öksüz,kimsesiz sıfatları eklenmiş isimlerine. Bir yandan düşmanla savaşırken,bir yandan yoksullukla mücadele etmişler. Ne vatandan ,ne namustan,ne şerefinden vazgeçmiş.Ölüme koşa koşa gidenler nice kahramanlıklar