Pazar geceleri Mrs. Purcell'in penceresinin altına oturup BBC, Radyo Eireann ya da İrlanda radyosunda yayınlanan oyunları dinliyorum. O'Casey, Bernard Shaw, Ibsen ve Shakespeare. En mükemmeli Shakespeare. İngiliz bile olsa, en iyisi o. Patates püresi gibi, insan asla tadına doyamıyor.
Televizyon hep açıksa, bilgisayar oyunları devamlı çalışıyorsa ve radyo da yüksek sesle çalıyorsa, eviniz asla dış dünyanın etkilerinden uzak huzurlu bir sığınak olmayacaktır.
Reklam
İnsanlar masum bir eleştiri yüzünden kamplara düşüyorlardı: Birisi devlet tarafından ödüllendirilmiş kitapları ve oyunları, bir başkası ise yerli malı radyo alıcılarını ve dolmakalemleri beğenmiyordu. Belirli koşullarda bu tür insanlar devlet düşmanı olabilirlerdi.
Sayfa 108 - Can Yayınları - Eylül - 2013Kitabı okudu
Hareketsiz duran sen misin, yoksa dünya mı? Belki de asıl büyük bilmece, bu!
Sayfa 72 - ykyKitabı okudu
Fikret —En ağır işçiler ev kadınlarıymış. Anne —Alay mı ediyorsun. Fikret —Ne münasebet, sana yaranmaya çalışıyorum.
BABAFİL —Ne demek Filfil. Bu ne biçim isim. Arka arkaya iki kere fil demenin ne anlamı var? ANAFİL —Sen ne anlarsın. O çok zeki olduğu için ben bu ismi koyuyorum ona. Yani ki kere zeki, iki kere akıllı ve iki benim çocuğum. BABAFİL —Ya, demek öyle, peki söyler misin tatlım, iki kere senin çocuğun da kaç kere benim çocuğum.
Reklam
Siz zaten yalnız kendi palavralarınızı anlatırsınız da, biz gerçeği söyledik mi bize inanmazsınız.
Nereye kadar kendinden kaçabilirsin? Ya bir daha geri dönemezsen…
ARAŞTIRMA MEMURU: Delikanlı, neden satıyorsun ümidini? DELİKANLI: Başka şeyim yok satacak. ARAŞTIRMA MEMURU: Ümit bir eşya mıdır ki satılsın? DELİKANLI: Şeref, namus satılıyor ya!
Sayfa 118Kitabı okudu
473 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.