" Sokrates’den bahsederken içinde bir dağınıklık olduğunu gördüğünden de bahsetmiştim. Biz de kozmosa baktığımızda çokluğu görürüz. Sokrates’in ruhunu görmesine engel olan bu dağınıklık gibi kozmostan görünen bu çokluk da Bir olanı görmemize engel olur. Çokluğu Bir’e yani kaynağına doğru götürmek için, şekiller söz konusu olduğunda geometri, sayılar söz konusu olduğunda matematik, düşünceler söz konusu olduğunda diyalektik, ruh söz konusu olduğunda ise Aşk gerekir."
Bir de dualarınıza icabet edilmeyişini, duaların bir menzili olmayışına hamledip 'Var olsaydı bizi işitirdi.' mi diyorsunuz? Dua etseydiniz sizi işitirdi. Çünkü siz dua etmiyorsunuz. Dua etmek çalışmaktır, çalışmak dua etmektir. Arzusu için harekete geçmeyenin, menzili için yola düşmeyenin duası kabul olunmaz. Özgürlük için dua ediyorsanız özgür olmak için gayret edin.
“Tasavvuf terbiyesi almış bir adamın hali değil seninki. Halbuki tasavvufu doğru bir adamdan almışsın. Adam doğruymuş ama sen doğru alamamışsın. “ Yıldırım ilk defa alaka gösterip en azından kaşlarını çattı. Timur doğru konuyu açtığını derhal anladı. “Bu yolda kaderin cilvelerine göğüs germek ve bu suretler aleminde meydana gelen bütün hadiselerin, yüce Tanrı’nın rububiyetinin bir eseri olduğunu bilmek gerekmez mi? Sen ki, Emir Sultan gibi bir şeyhe intisap et ve kaderin küçük bir oyunu karşısında bu kadar ye’se düşüp isyan et olacak şey midir?”