Birçokları anlamayacak olsa da anlatmak zorunda olduğumuz, gecemizi gündüzümüze katarak insanlara hatırlatmakla yükümlü olduğumuz şeyler var. Her ne kadar menfi duyguların coştuğu bir hengâmda, akıl ve analiz gözden düşse de bir okuyan, bir lahza olsun üzerine düşünen birileri olur diye anlatmamız gereken şeyler var. Zira menfi galeyan, tarih
Halim kalmadı artık... Ben sizin kadar genç ve sağlıklı değilim. Şu an gerçekten her şey üst üste geliyor gibi bir uğraşım var zaten. Lütfen artık beni rahat bırakın. Diyecek çok şeyim var. Ama yok. Allah'a havale ediyorum sizleri. Sağlıklı yaşamlarınız olsun.
Reklam
Günübirlik işlerimizin çoğunu oluşturan alışagelmiş ve tekdüze hareketlerimizi sürdürdükçe çok fazla kendimizi irdeleme ve çözümleme gereği duymayız. Yeteri kadar sıklıkla yinelendiğinde şeyler bildik hale gelirler ve bildik şeyler kendi kendilerini açıklarlar; soru ve kuşku doğurmazlar. (...) Aşinalık yalnızca sorgulayıcılığın ve eleştirinin değil, aynı zamanda yenilik arayışının ve değiştirme cesaretinin de en amansız düşmanıdır. Sosyoloji "sakinler" arasında kimsenin bırakın yanıtlamayı, sorulduğunu bile hatırlamadığı sorular sorarak rahat ve sessiz hayat tarzını bozar. Ansızın hayatın günlük akışı masaya yatırılır. Artık o yalnızca olası tarzlardan biri, tek ve eşsiz olmayan "doğal" olmayan bir hayat tarzı olarak görünür. Sosyolojik Düşünmek Zygmunt Bauman
Lütfen artık bunları aşalım ya
paylaşımlarımıza yorum yapan ya da özelden merhabalaşıp sohbet ettiğimiz kadınlara potansiyel "duygusal bağ" gözüyle bakmıyoruz biz. en azından kendi adıma söyleyeyim; ben öyle bakmıyorum. yani bir erkek kompleksli değilse, yetersizlik duygusuyla boğuşmuyorsa ve duygusal, cinsel ve zihinsel hastalıkları yoksa bakmıyor zaten. bazı şeyleri çok kasıyorsunuz. siz kastığınız için biz de kendimizi kötü hissediyoruz. hem siz iletişim kurmak için ilk adımı atıyorsunuz hem de abuk davranışlar sergiliyorsunuz. lütfen böyle yapmayın ya. lütfen bak. lütfen biraz rahat bırakın.
Mecburiyetten aklıma gelipte aramam gereketiğini düşündüğüm bir yanım var ama...onlar beni ne arıyor ne de soruyor. Onlar en ufak bir durumda bile kinlenip beni silen insanlar. Ben onları hiç kaybetmedim ki sileyim, Onlar hiç var olmadılar ki... Ah bide bunu bilseler. Kimbilir öfkeden deliye dönerlerdi... Beni rahat bırakın istiyorum. Beni zorlamayın zorunda olduklarınıza... Ben yalnız olmaktan öyle memnunum ki bu lezzeti anlatamam. Beni insanların içine sürüklüyorsunuz ama yapmayın. Çok bencilim evet. Varsın böyle düşünün. Ama yeter ki bana dokunmayın. Ben bile bilmiyorum neden böyleyim. Bir de size açıklayamam ki. Çünkü içimdeki bu buhranın sebebi nerden geliyor bunu ben dahi kestirememişken sizlere ne hikaye anlatmamı diliyorsunuz. Hedefime odaklanmaktan başka hiçbir şey yapmak istemiyorum. Kalbim ne kadar siyah olmuş artık ne fark eder. Duygularımın bir önemi yok bu yeryüzünde. Burada sadece paranın hükmü ile yandınız. Cehennemde de günahlarınız ile... Beni bırakın! Sizinle ilgilenmek istemiyorum ki ben.
Ruhsuz varlıklar
Kimsenin duymak istemediği, görmek istemediği zamanlarda o insanı rahat bırakın.Onun kendine bile hayrı yokken birde size katılıp size yardımcı olmasını bekleyemezsiniz. Bırakın o, orada sadece bir müddet kalsın. Asıl psikolojisi bozuklar ortada kol gezen sağlık durumu iyi görünen ruhsuz varlıklardır. Bizleri de onlar hasta eder. Bazen uyuşmak istiyorum ve tüm bunları unutmak. Her şeyi unutup kaybolmak, yok olmak. İnsan kendini yok edebilir mi? Maalesef ancak ve ancak kendimi yakmam gerekecek. Burdan da anlaşılacağı üzere kendini bile yok edemiyorsun. Eğer yok edeceksen bedelini ödemen gerekecek. Çünkü bu beden bize ait değil! Bu bedene zarar vermek gibi bir lüksümüz yok. İntiharın büyük bir günah olduğunu hepimiz biliyoruz. Öteki tarafta affının olmadığını da...e öyleyse sonunun iyi olmadığını bildiğimiz bir eylemi gerçekleştirmenin ne manası kaldı. Sonuç olarak ya tırlatacaksınız ya da sağlam kalmakta çok dirayetli olacaksınız. Zatem tırlattığın vakit artık acıları hissetmeyeceksin belki de... Asıl mutlu olan insanlar delilerin ta kendisidir. Bak etrafına nasıl da mutlular o ruhsuz varlıklar, nasıl da keyifleri yerinde. Senin hislerini, düşüncelerini umursamıyorlar bile. İşte delilik!. Mutluluğun anahtarı delilikte mi?
Reklam
Karalama2
...?...?/1989... Kendini haddinden fazla duyumsadığı için acıya ve korkuyuda haddinden fazla duyarlı arkadaşım için, burası tam bir cehennemdi. Her şeyiyle farklıydı Ankara'dan. Çok kültürlü, birçok etnik gruptan oluşan, bu etnik grupların bir nevi kabileci bir tutumla diğerleriyle arasına sınırlar koyarak birbirinden ayrıştığı, etnik
Pek iyi hissetmiyorum bu aralar... Çaresizlik mi desem yarım kalmışlık mı bilmiyorum. İçimde fırtına koparan birkaç mesele var, çözmek istesem imkanı yok düşünsem üstüne kendime zarar biliyorum. Ah çaresizlik... Size bu kavramın ne kadar zor olduğunu anlatamam çünkü anlatmaya çalışsam bile çaresiz hissediyorum kendimi, böyle bir his bu. Kendimle yüzleşmem gereken konular var, belki de o yüzdendir bu yarım kalmışlık... Hissedemiyorum, yapamıyorum çünkü beynimin tam merkezinde bir sandalye varmış gibi ve biriniz oturmuşsunuz oraya, sürekli onu kontrol ediyorsunuz hiç durmadan. Rahat bırakın beni artık... incittiniz, kırdınız ve çiğnediniz o kalbimi, öyleyse neden neden sürekli aynı şeylerle kafamın içinde dönme dolap gibi dönmek zorundasınız? Ben bu oyunu oynamaktan vazgeçtim, ruhumu ve aklımı terkedin artık lütfen... Ama ben ben sizi gerçekten sevdim, bunu da unutmayın olur mu?
625 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.