Bir dünya düşünün; bütün cinsiyet rollerinin tersine döndüğü... Çalışma hayatında çoğunlukla kadınların bulunduğu, ev işlerini yapanların çoğunlukla erkekler olduğu... Bu dünya başlarda eğlenceli gibi gözükse de aslında hem erkeklerin hem kadınların toplum içinde maruz kaldığı tüm psikolojik ve fiziksel şiddeti okuduğumu fark ettim. Bir yanda toplu taşıma şoförleri, şirket yöneticileri, hatta evlenmek için "Evin, araban var mı? Oğlumu rahat yașatabilecek misin?" sorularının sorulduğu kadınlar; diğer yanda dışarı çıkış saatlerine sınırlama getirilen, "Çalışıp ne yapacaksın evinin beyi ol." denilen, baskılara boyun eğmek zorunda bırakılan erkekler... Bunlar hepimize tanıdık gelen durumlar aslında. Ama bu kitabı özellikle kadın/erkek fark etmeksizin karşı cinsin işini hep kolay gören kişilerin okumasını tavsiye ederim. Hiçbir şey göründüğü gibi değildir. Ataerkil bir toplumda kadın olmak ne kadar zorsa, anaerkil bir toplumda da erkek olmak eşit derecede zor olurdu. Belki içinde bulunduğumuz toplumu bir anda değiştiremeyiz ama bütün zorlukların bize yüklediğini sandığımız dünyadan çıkıp kadın/erkek tüm insanların sosyal alanda ve iş yaşamında zorlandığı noktalar olduğunu kabul etmeli ve birbirimize karşı daha anlayışlı ve yardımcı olabiliriz. Kitabı okuyanlar ne demek istediğimi anlayacaktır. :)