Bir yer vardı.. Kendimi fazlasıyla güvende ve kalabalık hissettiğim bir yer.. Şimdilerdeyse mobeselere tek başıma yakalanışım ve dünyalarca izlenişim mevzu bahis.
Her kırgınlık gürültü patırtıyla kendini gösterecek kadar cazgır olmayabilir, öyle olsaydı eğer, kural -ben kırıldım hadi düzelt- demek olsaydı, bu durum sakin insanların laneti olurdu muhakkak
İnanmak benim hoşuma gidiyor. Çünkü dünya hiçlige doğru sürüklenirken varlığıma anlamlar yüklemek benim için bir kurtuluş yolu. Mutlak son ne olursa olsun ben o sona/sonsuzluğa kadar inanmaya devam edeceğim. Diğer türlüsü içinden çıkılmaz bir umutsuzluk halini alıyor. Çünkü bu dünya inanmadan ve ümit etmeden katlanılacak bir yer değil. Buna kendini kandırmak diyebilir bazıları, aslında kendisinin içinde de bunun eksikliğinin olduğunu bilmeden...