Senin İşin Daha Zor
Bir hac ibadeti sırasında Harun Reşid Rahmetullahi Aleyh ve Behlül Rahmetullahi Aleyh yüksekçe bir yere oturup oradan ibadet ve dua eden ve bu arada ağlayıp gözyaşı döken insan selini seyrediyorlardı. Behlül Dana halifeyi uyarmak için yeni bir fırsat yakalamıştı. Dedi ki: “– Ey Müslümanlar’ın halifesi, bütün bu ağlayıp sızlayan insanlar kendi nefislerinin günahlarının hesabını verip veremeyeceklerini bilmedikleri için ağlaşıyorlar. Hâlbuki sen kendi nefsinin hesabı yanında bütün bu insanların da hesabını vereceksin.
İnnâ lillâh ve innâ ileyhi râci'ûn. Hasan Efendi hazretleri (Kaddesellahu sirrehu) rahmeti rahmana kavuşmuş. Rabbim derecâtını âlî eyleyip şefaatlerine nâil eylesin. Camiasının ve ümmetin başı sağolsun. Eyyüb es-Sahtiyânî (rahmetullâhi aleyh) şöyle buyurur: “Bana ehl-i sünnetten bir kişinin ölüm haberi ulaşınca sanki bir organım kopmuş gibi oluyorum.” Alimin ölümü alemin ölümüdür… Ruhları İçun el-Fâtiha
Reklam
İmamı Şafiî (Rahmetullâhi aleyh)
İnsanların darıldıktan sonra birbirlerinin ayıplarını ve sırlarını söylemesi münafıklık alâmetidir.
*VUKÛ BULMAMIŞ ŞEYLER HAKKINDA SORMA* İmâm ed-Dârimî rahmetullâhi aleyh Sünen’inde der ki: Bize Müslim b. İbrâhîm haber verdi ve dedi ki: Bize Hammâd b. Yezîd el-Mankarî tahdîs etti ve dedi ki: Bana babam tahdîs etti ve dedi ki: *Bir gün İbnu Umer’e biri geldi ve ona, ne olduğunu bilmediğim bir şey sordu. İbnu Umer ona dedi ki: Vukû bulmamış şeyler hakkında sorma! Ben, [babam] Umer ibnu’l-Hattâb’ın -rıdvânullâhi aleyh- vukû bulmamış mes’eleler hakkında soru soranları la’netlediğini işittim.* Sünen’in muhakkiki bu eserin isnâdının ceyyid olduğunu söylemiştir.
Ebû Hafs'a [rahmetullahi aleyh], - Nefis nasıl islah, terbiye edilir, diye soruldu. O da şöyle cevap verdi: - Nefis ancak ona muhalefet etmekle islah edilir, çünkü nefis her afetin, felaketin merkezi ve kaynağıdır.
Zamanın kıymetini takdir edip onu kalbi bir teyakkuz içinde değerlendirmenin mecburiyetini bildiren hadis-i şeriflerde şöyle buyrulur: "Beş şey gelmeden önce beş şeyi ganimet bil: İhtiyarlığından önce gençliğini, hastalanmadan önce sıhhatini, fakirliğinden önce zenginliğini, meşgul zamanlarından önce boş vakitlerini ve ölümünden önce hayatını!" "Kıyamet gününde dört şeyden sorgulanmadıkça, kulun ayaklan yerinden kımıldamaz: 1. Ömründen; onu ne ile yok etti? 2. Gençliğinden; onu nerede çürüttü? 3. Malından; onu nereden kazandı ve nereye sarf etti? 4. ilminden; onunla ne yaptı?" "İki nimet vardır ki, insanların çoğu bu nimetleri kullanmakta aldanmıştır: Sıhhat ve boş vakit . " ... Muaviye bin Kurre -rahmetullahi aleyh- de; " Kıyamet günü en şiddetli hesap , boş vaktin hesabıdır ." buyurmuştur.
Sayfa 124 - Otto YayınlarıKitabı okudu
Reklam
33. Minha
KİMLERE "KADDESALLAHU SIRRAHU", KİMLERE "RAHMETULLAHİ ALEYH" DENİR Takdis (kaddesallahu sırrahu) ile anılan kimseler, tamamen nefislerinden kurtulan kimselerdir. Rahmet, 'Rahmetullahi aleyh' ile anılan kimseler ise kendilerinde nefislerinden bir parça kalmış, nefislerinden tamamıyla arınamamış kimselerdir."
‘‘ Devamlı damlayan damlaların taşı oyduğunu, halının sabırla ilmik ilmik dokunduğunu, yolların adım adım yürüye yürüye bittiğini hiç unutmayalım.’’
Mahmud Esad Coşan
Mahmud Esad Coşan
(rahmetullahi âleyh) ⚘
Fahreddin Râzî rahmetullahi aleyh; “Ne yaptımsa Asr sûresi'nin mânâsını kalbime indiremedim” diyor. "Ta ki sıcak bir yaz günü çarşıda buz satan bir adamın söylediklerini duyup hâlini görünceye kadar. Adamcağız, erimeden evvel satmak istediği buzları eliyle göstererek şöyle nida ediyordu: "Sermayesi her an tükenmekte olan bu zavallıya yardım edecek kimse yok mu?"
“Seni ibadet yapmaya layık görmesi, Allah’ın hediyesi olarak sana yeter.” Ataullah İskenderî rahmetullahi aleyh
Reklam
Akıllı kimsenin dili kalbinde, cahil kişinin kalbi ağzındadır. İmam Şafi Rahmetullahi aleyh
Tazim (Yüceltme,Saygı Gösterme)
TAZİM 📌 îmandan neş’et eden takvâ,muhabbet, tevâzû, kadirşinaslık gibi güzel duyguların ve kalbî hassâsiyetlerin bir hâsılasıdır. 📌 Kişinin mânevî seviyesi yükseldikçe, Cenâb-ı Hakkʼa olan haşyet ve tâzim duyguları da artar. 📌 İmanın sadakati, Allah Teala'ya tazim; meyvesi Hakk Teala'dan haya etmektir. 📌 TEALA: "Nâmı büyük" meâlinde olup. Cenab-ı Hakk'ın (C.C) kudsiyet ve büyüklüğü için hürmeten söylenir. 📌 Celle Celaluhu (göklerin ve yerin nuru) diyerek dile getirmeliyiz.En doğrusu budur ve bir Müslümana yakışan da bu olur. 📌 Allah lafzını tek başına kullanmıyoruz.Bir tazim ifadesi olarak celle celâlühü,Allah Teâla,Hz.Allah,Cenabı Hak,Yüce Rabbimiz demeliyiz.Ama ismi yalın olarak kullanmıyoruz.Bu edeptendir.Edebin hiçbirini küçük görmememiz lazım.Bugün edebi küçük gören sonra başka şeyleri küçük görür. 📌 Bu özel isim, ilk defa söylenince “aleyhisselam” demek veya salavat getirmek vacipdir.(S.A), (S.A.S) gibi kısaltmalar uygun değildir. 📌 Eshab-ı kiramın veya İslam âlimlerinin ismini yazarken de saygılı davranmalı.Mesela (Gazalî dedi ki) demeyip, (İmam-ı Gazalî) denirse saygı ifade edilmiş olur, ama “hazretleri” veya “rahmetüllahi aleyh” denirse daha güzel olur. Eshab-ı kiramdan olan bir zat için de “radıyallahü anh” demeli, fakat (r.a.) gibi kısaltma yapmamalıdır. Mesela Ebu Hureyre “radıyallahü anh” demeli.
Resim