Kemanla bir dans et, büyük keyiftir,
Aşkın, meşkin, işin tıkırındayken,
Flüt ve udla dans ince bir zevktir,
Çok hoş gelir herkese ezgi dinlerken...
Lâkin darağacı, hiç hoş değil dar!
Boşlukta raks eder, cevval ayaklar...
Kainat siyah örtüsüne bürünmüşken
Tüm varlık yarı ölümün koynundayken
Duyularının esaretinden bağımsızken
Gecenin bir kısmını fezanın boşluğunda geçir
Raks et yıldızlarla, sarmaş dolaş.
Ay ışığı fısıltısını saydamlığında hissederken
Arzın ölçü birimsiz uzaklığında kaçak bir seyyahken
Mesafeler ayaklarının altında hükümsüzken
Kaç,
Ancak sesini (hayır, sesini değil, bağırışını) duyarsam hayatımın bir değeri olurdu, şimdi bir afyon tiryakisi gibi kağıt ve kalemle yaşadığımı, o zaman kan, et ve kemiğimle yaşardım.
Ama yüreklilik gösteremiyordum. Zorba gece yarısı raks ediyor ve benim de, usluluk ve alışkanlığın düzenli kabuğundan silkinip kurtulmamı, kendisiyle birlikte büyük yolculuklara çıkmamı haykırıyor, ben ise yerimden kımıldamayıp, titriyordum.
Hayatımda çok kez utanmışımdır, çünkü hayatın tadı olan yukarıdaki çılgınlığın bana yapmamı haykırdığı şeyi yapmaktan ruhumu alıkoymuştum.
Hiçbir şey ummuyorum; hiçbir şeyden korkmuyorum; özgürüm.
Bir spoiler uyarısı vererek incelememi başlatmak istiyorum: Bu kitap hayata bakışınızı değiştirebilir…
FRIEDRICH NIETZSCHE-EĞİTİCİ OLARAK SCHOPENHAUER
Bir kitapçıya gireriz ve “o” kitapla karşılaşırız…
Nietzsche’nin akıl hocasıyla tanışmasının hikayesi de böyledir. Kitap içerik olarak ismine münhasır olmakla birlikte, hakikatin ve var olanların prensiplerini ele alan iki adamın buluşma hikayesi, olarak da ele alınabilir. Bu iki dehanın
Çağdaş Yunan edebiyatının önemli eserlerinden biri olan
Zorba 'yı @soylesi_yorum_ekibi 'mle birlikte okumuştuk. Değerlendirme yazmaya ancak fırsat oldu. Zorba bir halk adamı. Sadri Alışık 'ın canlandırdığı Turist Ömer karakterine benziyor bazı yönlerden. Kadınlara dair kaba saba söylemleri olsa da bir yandan da kadına çok değer
Kim çıkmak istemez arşı alâya,
Her insan ummakta böyle hediye,
Lakin talip olmaz kara sehpaya,
Boynuna yağlı ip geçmesin diye...
Kim ister ilmiği boynuna takmak,
Oradan son bir kez semaya bakmak...
Kemanla bir dans et, büyük keyiftir,
Aşkın, meşkin, işin tıkırındayken,
Flüt ve udla dans ince bir zevktir,
Çok hoş gelir herkese ezgi dinlerken...
Lâkin darağacı, hiç hoş değil dar!
Boşlukta raks eder, cevval ayaklar...
BİLMİYORUM
1. Geldim, bilmiyorum nereden, ama geldim;
Önümde bir yol gördüm, yürüdüm,
İstesem de istemesem de yürümeyi sürdüreceğim,
Nasıl geldim, nasıl gördüm yolumu?
BİLMİYORUM!
2. Bu varlığın içinde yeni miyim yahut eski mi?
Özgür müyüm yoksa bağlı bir tutsak mı?
Hayatımda kendimi ben mi yönetiyorum, yoksa başkası mı?
Bilmek isterdim,