Ayşe'nin âh u zarı gönlünün sınırları içinde mahpus kalmaya mahkûmdu. Kendisini bu kadar duygulandıran da galiba bir dert ortağının olmayışı, hatta derdini işitecek bir yabancının bulunmayışı idi. Bunu keşfettikten sonra tekrar kitaba daldı:
Gönlüm dolu âh u zâr kaldı...
Bir gönülün âh u zâr ile dolmasının ne demek olduğunu gönlü rahat olanlar anlayamazdı.
Sayfa 35 - Ötüken