Bir gün,edebiyat sohbetinde,genç bir yazarla Süleyman Nazif arasında bir münakaşa olmuş.Genç adam o münakaşadan perişan bir halde çıkınca evine gitmiş.Öfkesini yenememiş.Oturup Süleyman Nazif Bey'e uzun bir mektup yazmış: "Sizi düelloya davet ediyorum.Silâhınızı alıp gelin.İstediğiniz yerde vuruşalım !"demiş. Süleyman Nazif,mektubu okuduktan sonra,genç yazara 3-5 cümlelik bir cevap vermiş: "Evladım!"demiş."Bizim ceza kanunlarımız vatandaşlarımıza düello hakkı vermiyor.Kanunlarımız bize böyle bir hak tanımış olsaydı,senin kabadayılığına güler geçerdim.Ama bana gönderdiğin mektupta iki kelimeyi yanlış yazmışsın.İşte,Türkçemize karşı takındığın bu saygısız,bu dikkatsiz tavır yüzünden seni öldürebilirdim."
Bütün Alıntılar
hangi kum saatidir, ki bize geç kalmışlık duygusu verirdi? oysa, vakit çok erken ... her şeyin kilide, bir kilide dönüştüğü günlerde; herkesin bana bir eşya gibi baktığı günlerde; kilitle beni, ey eşya bakışlı sevgilim!
Reklam
YAVUZ SULTAN SELIM'in gazabı
Cellatlar ellerinde yağlı kementlerle odaya girdiği zaman yedi yaşındaki küçük Mehmed: "Bana kıymayın!.. Amcama günde bir akçeyle uşak olayım " diye yalvarmış, çırpınmış.
Sayfa 114 - Doğan KitapKitabı okudu
İnan bana, her şeye kendini kandırmaya çalışmadan bakmak en iyisidir. Yüzer gibi gözüküyorsun, ama ayağını dipten çekmekten ödün patlıyor...
"Sana mı kalmış yahu, bu memleketin başka sahibi yok mu?" "Bana mı kalmış, diyen sahip çıkamaz."
Gül damlası gibisin yavrum, çocuğum Dünyalar bir yana, sen bir yana. Göçmen kuşlar gibi çok uzaklardan Cennet kokusuyla gel artık bana.
Sayfa 25
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.