Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
dağ kendi güneşini çıkardı gitti; ben kendi gülüme kapandım kaldım; sustum. her sustuğum yerdeki kaybolmalar çağırır akşamı... akşam uysaldır, boynunu bükerek gelir ve teslim olur bana, şiirler, elvedalar . . .
Sayfa 349 - YKYKitabı okuyor
Ben ‘Seni Seviyorum’ deme! Bana nar ayıkla :D
Tüm meyveler içinde antioksidan kapasitesi (ORAC Value) en yüksek olanıdır. Sağlık ve güzellik kaynağıdır. Nar, çok yüksek oranda C vitamini, folik asit ve posa içermesinin yanı sıra başta 'elagic asit’ olmak üzere polyfenolik antioksidanlar içerir.
Reklam
1517’de, Selim’in “sayısız birliği” Suriye’den Kızıldeniz’in doğu kıyısı boyunca güneye doğru akarken, daha önce hiç rastlamadığı bir şeyle karşılaştı, üzerinde tuhaf, parlak taneler bulunan bir çalı. Kudüs ve Kahire’yi ele geçirmekten, halifeliği üstlenmekten veya İslam tarihindeki en büyük imparatorluğu kurmaktan muhtemelen daha fazlası olan bu bitki, Selim’in Memlükleri fethetmesinin en önemli -ve kesinlikle en kalıcı- sonucunu temsil ediyordu. Selim’in ordusunun Yemen’de bulduğu şey kahveydi... Hiç kimse, en azından batıda, bir Osmanlı padişahının kahveyi bugün olduğu küresel fenomen hâline getirmesinin kıymetini bilmez. Selim’in 1517’de topladığı kıtalararası birlik sağ olsun, kahve vücudumuzda dolaşır, güne sağlam başlamamızı sağlar, milyonlarca dönüm tarım arazisine hâkimdir, şirketlere milyarlarca dolarlık kâr getirir ve dünyadaki hemen hemen her türlü sosyal etkileşime hayat verir. Roma İmparatorluğu’ndan beri ilk kez, Selim Yemen’i -kahve buraya Etiyopya’dan gelmişti- Arap yarımadasından Bulgaristan’a ve Irak’tan Cezayir’e uzanan bir devlete dahil etti. Selim’in eski dünyada kurduğu ticari, kurumsal, politik ve kültürel bağlar kahvenin yayılmasını sağladı; ilk olarak Yemen’den Ortadoğu’ya, daha sonra Osmanlı’nın Doğu Avrupa’sına, İran’a ve Hindistan’a, sonunda da Batı Avrupa, Amerika ve Güneydoğu Asya’ya. Osmanlı İmparatorluğu’nun sınırları dışında içilen ilk kahve 1580’lerin sonlarında Venedik’te içildi... Bugün kahve, dünyada en çok ticareti yapılan ikinci maldır, ilki bir başka Ortadoğu ihracatı olan petroldür.
Sayfa 385Kitabı okudu
Sigara, yaşlanma sürecini önemli ölçüde hızlandıran bir 'ömür törpüsüdür’. Sigara dumanındaki yüzlerce zehirli kimyasal madde kana karıştıktan sonra hücrelerimize ulaşmakta ve burada DNA hasarına neden olmaktadır. DNA hasarı da zamanla hatalı hücre yapımına ve kanserleşmeye kadar gitmektedir. Sigara kullanımının gözle görülür sonucu ise, nikotinin damar büzdürücü etkisiyle cilt kanlanmasının azalması ve cilt hücrelerinin canlılıklarının kaybolmasıdır.
*. Ah şu belirsizlik, nasıl da eziyet ediyordu bana. . *
Sayfa 58 - Kapı Yayınları - 1. Basım - Stefan Zweig, Amok KoşucusuKitabı okuyor
Adaletin en kötüsü geç tecelli edendir. Sonunda hüküm isabetli olsa da geciken adalet zulümdür... Orhan Gazi Güven kontrole engel değildir. Türk Atasözü Hak arayan varsa hakkını verin, başkaldıran varsa başını kesin...II. Abdülhamid Han Allah ve peygamber korkusu bilmezler unutmayın; intikam gecikir ama asla yaşatmaz... Sultan 4. Murad Devletleri yıkan tüm hatanın altında nice gururun gafleti yatar.. Yavuz Sultan Selim Yapmak istediğimi sakalımın bir teli bile bilseydi, o teli hemen koparır ve yakardım. Fatih Sultan Mehmet Yenileceğinden korkan, daima yenilir... Sultan Yıldırım Beyazıt Türk çocuğu öksüz kalır, yurtsuz kalmaz.. Nene Hatun Bana Türklerden kurulu bir ordu verin, dünyayı rehin alayım... Napolyon Bonaport Siz çoksunuz, biz Türk.. Bilge Kaan Biz öldürme meraklısı değiliz, sadece inandığımız değerler uğruna can verir, can alırız.
Reklam
Biz dünkü kudretimizi, dünkü topraklarımızı çocuklarımıza unutturup, onları dünsüzlükte sadece bugünü yazmaya zorlayarak köksüzleştirirken; biz Doğu Türkistan'ı bile bir Çinli ağzıyla "Singhan" diye anarken, Batı Trakya'yı, Ege adalarını, Musul'u, Kerkük'ü hafızalarımızdan silerken; Yunan'ın "İstanbul'u geri alma" fikrini bir iman gibi çocuklarına telkin edebilmek için uydurduğu mersiyelerin, efsanelerin mana ve hedefini, acaba idrak edebilir miyiz? "Megalo-Idea"sını ayakta tutabilmek için bugünkü Yunanistan'ın gösterdiği gayreti anlayabilir, ibret alabilir miyiz?
Sayfa 73 - Nesil yayınları, Baskı: Mart 2008, 21. BaskıKitabı okudu
Yavuz Sultan Selim ve Şah İsmail arasındaki 1000 altın olayı
Yavuz Sultan Selim, babasının zamanında Trabzon valisi iken bir derviş kıyafetine girip İrana gider; kasdi o memleketin ahvalini gözüyle görmektir. Tebriz şehrinde misafir olduğu handa satranç oynayıp herkesi yenmeğe başlayınca satranç meraklısı Şah İsmaile haber verilir, o da dervişi huzuruna davet eder. Sultan Selim ilk oyunda hatır sayarak yenilir, fakat ikinci oyunda Şaha aman vermeyip mateder. Şah kızar ve elinin tersile dervişin çıplak göğsüne vurarak: - Bre derbeder Aşık! Hiç Şah olanlar mat edilir mi? Edebin yok imiş! der ve Şehzadeye 1000 altın ihsan eder. Derviş huzurdan çıkıp ata bineceği sırada o 1000 altını kesesiyle beraber kimseye göstermeden binek taşının altına saklar.Aradan yıllllar geçip de Yavuz Selim Padişah olduktan ve Şah İsmaili Çaldıranda mağlup ederek Tebriz şehrine girdikten s on ra Şah sarayına gider ve Sekbanbaşı Bal yemez Osman Ağaya: - Osman Ağa!.. Şu kapı eşiğinde Şahın ata bindiği taşın altında kendi elimle konmuş bin altın vardır, helâl maldır, sana hediye ettim! Der. Herkes hayretle bakışır. Osman Ağa taşı kaldırır.. Kesesi çürümüş, bin altın bir kor yığını halinde dururmuş. Balyamez Osman Ağa bu fıkrayı anlatırken hüngür hüngür ağlarmış.. - O zamana kadar bir hikâye sandığımız satranç kıssası meğer hakikat imiş.. dermiş
Aydınlarımızın ve siyasîlerimizin çok büyük bir kısmı, meselelerimize, sadece İktisadî açılardan bakmakta, Türkiye'de, her yıl % 7 oranında bir kalkınma hızının her şeyi halledeceğini sanmaktadırlar. Ne kadar eksik, ne ka­dar yanlış bir değerlendirme!... Türkiye, % 1 hatta % 11 nisbetinde bir kalkınma hızına ulaşabilir. Ama, devletimiz ve aydınlarımız kültürümüze önem vermediği, millî kültürümüzü yaşamadığı ve yaşatmadığı takdirde, ulaşılan o % 77 kalkınma hızı, hiçbir mâna ifade etmeyecektir.
Evvelden nasılsak yine öyleyiz, bağrımıza kara taş bağladık, düşman mahvoluncaya kadar dayanacağız. Yaradanım bana o günü göstermeden canımı almasın.
Sayfa 173Kitabı okudu
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.