Zizek'in zannettiğinin aksine günümüzde güzellik ameliyatları için bıçak altına sadece kadınlar değil, erkekler de yatmaktadır,
çünkü pazarda rekabet güçlerini onların da artırması gerekir. Vücudun optimizasyon zorunluluğu istisnasız herkes için geçerlidir.
Yalnız botoks, silikon veya güzellik zombileri değil, kas, anabolika ve fıtness merkezi zombileri de vardır. Başarı ve randıman
toplumu, sınıf ya da cinsiyet farkı gözetmeyen bir doping toplumudur.
Çağımızın tüm o enerji, randıman, sosyal hizmet ve diğer laflarında, "Para kazan, yasal yollardan kazan ve çok kazan" dan başka nr anlam var ki ? Para en büyük erdem sınavına dönüştü. Dilenciler bu sınavda çakıyor, bu yüzden de hor görülüyorlar.
Temizlik nasyonal-sosyalist
bir hedeftir! Tembeller, çenesi düşükler, randıman vermeyenler ... bunların tümü de doğru toplama kamplarını boylayacaktır!
Yarattığı nesnel dünyada insana da nesnel bir yer veren üretim, çalışma, değer gibi şeyler - bütün bunlar şu işlemsel ayna, şu bir tür üretken ben adlı idealin yansıttığı tükenmiş insanın (gölgesinin) kendilerine bir amaç kazandırdığı yapıtları aracılığıyla durdurak bilmeksizin çözmek zorunda kaldığı düşgücü ürünleridir - karşımıza yalnızca değişim değeri sisteminin belirleyebildiği randıman adlı ekonomik bir saplantı şeklinde değil, daha derinlere inildiğinde ekonomi politik adlı bir ayna, aşırı belirleyici bir kod, bir başka deyişle yalnızca kendi kendini üreten, dönüştüren ve değere benzeten bir insan kılığında da çıkabilmektedir. İnsanın kendi kendisinin gösterilenine dönüştüğü, aslında bir yeniden canlandırma düzenine ait olduğu sanılan bu müthiş fantazm, biçimlendiremediği bir kendi kendini dışavurma ve birikim sürecinde değer ve anlamın içeriğini temsil etme gayretindedir.
İtaatkar özne, onu sömüren bir iktidar merciinin tebasıydı. Foucault 'ya göre egemen gücün emekçiyi "soğurması", yabancı bir sömürü biçimidir. Başarı ve performans öznesi ise itaatkar özneye karşın özgürdür, çünkü hiç kimseye tabi değildir. Psikolojik durumuna yapmak zorunda olmak değil, yapabilmek damgasını vurur. Bu özne kendinin efendisi olmalıdır. Varoluşu emirlerle
ve yasaklarla değil, özgürlükle ve girişimle tanımlanır. Fakat randıman ve başarı zorunluluğu, özgürlüğü yine de zora dönüştürür. Yabancı sömürünün yerini insanın kendini sömürmesi alır. Başarı ve randıman öznesi kendini ayakta duracak hali kalmayıncaya değin sömürür. Şiddet bu yolla kendine yönelir. Sömüren aynı
zamanda sömürülendir. Fail bizzat kurbandır. Bu paradoksal özgürlüğün patolojik tezahürü, tükenmedir, Burnout'tur.