Aynalara bakma, izin kalır.
Güzelsin aşkından bile, güzel
Uykumuza bir rüya girmekte
Sevgilim, bütün bir ömre bedel.
Hayata ışıklar içinde gül,
Şarkı gibi gecelerden süzül,
Bir yağmur ol bahçelere dökül.
Ve akşamüstleri habersiz gel.
Bırakma bu ebedi öksüzü.
Çiçekler içinde öp gündüzü.
Uzak uzak gülerken gökyüzü,
Bu sabah her şey daha mükemmel..
Bu sabah gök güzel, mavi tertemiz;
İçimden geçiyor aydınlık bir iz.
Öyle bir saadet ince belirsiz,
İnandım ki artık ben gülüyorum.
Bu sabah sütünü emdim sevincin;
Düştü kabuk gibi haset, fitne, kin;
Umut kirmeninde eğrilmek için
İpek gibi tel tel sökülüyorum.
Kovdum yüreğimde yatan garibi;
Bu sabah şu ufkun benim sahibi.
Bir ışık içinde akan su gibi
İçimden içime dökülüyorum.
Yine de sen ciddi birisin, ancak ciddiyetin, senin dışında gelişen olaylarla değil, yapmakta olduğun işe bağlı, fazlaca kendinle meşgulsün. Sorun burada, ve bu, müthiş bir yorgunluğa neden oluyor.
Ben kimseye, hiçbir zaman kızmam. Hiçbir insanoğlu beni kızdırmaya yetecek kadar önemli bir şey yapamaz. İnsanlara, ancak eylemlerinin önemli olduğunu hissettiğinde kızarsın. Çok uzun zamandır böyle bir şey hissetmiyorum.
Benim için söz konusu olan tek şey, yüreği olan bir yolda yolculuktur yalnızca. Yürekli herhangi bir yolda. Orada yol alırım ve tek yararlı meydan okuyuşum onu tamamlayabilmektir. Ve orada yolculuğumu sürdürürüm, bakarak, izleyerek soluk soluğa..
Yine de sen ciddi birisin, ancak ciddiyetin, senin dışında gelişen olaylarla değil, yapmakta olduğun işe bağlı, fazlaca kendinle meşgulsün. Sorun burada, Ve bu müthiş bir yorgunluğa neden oluyor.
balina gibi muazzam bir varlığın dünyayı böylesine ufak bir gözle görmesi ve gök gürültüsünü bir tavşanın kulağından daha ufak bir kulakla duyması garip değil midir? Ama eğer gözleri Herschel'in büyük teleskobunun mercekleri kadar geniş ve kulakları katedrallerin verandaları kadar hacimli olsaydı, bu onun daha uzağı görmesini ya da daha net duymasını sağlar mıydı? Hiç de değil. O halde neden zihninizi genişletmeye çalışıyorsunuz? İncelikli bir hale getirin onu.