Hizb-ut Tahrir Râşidî Hilafet Devleti'ni İkame Etmek İçin Neden Silahlı Mücadeleyi Bir Yol/Metot Olarak Benimsemiyor? Hizb-ut Tahrir; İslâmi Devleti'nin kurulma metodunu ve delillerini Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in İslâmi Devleti'n kurulmasına ilişkin Mekke-i Mükerreme'deki siretinden ve açıkladığı nasslardan
Sayfa 125 - Köklü değişimKitabı okuyor
Avf b. Malik hadisinde Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur: "Denildi ki ey Allah'ın Rasulü onlara karşı silahla sa-vaşmayalım mı? Dedi ki: Aranızda namazı ikame ettikleri sürece hayır."[Müslim, İmare] Hadiste geçen "namazı ikame" etmek sözü ile İslâm'a ait tüm hükümleri uygulamak
Sayfa 27 - Köklü değişimKitabı okuyor
Reklam
Müslim'in Nafi'den, onun da İbni Ömer'den rivayet ettiği bir hadiste Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur: "Hoşuna gitsin gitmesin, masiyetle emrolunmadığı müddetçe Müslüman'a dinleyip itaat etmek düşer. Masiyetle emredilirse ne dinlenir ne de itaat edilir." Şeriat tek bir şart dışında münker üzerindeki devlet başkanına karşı maddi güce başvurarak karşısına silahla dikilip savaşmayı yasaklamıştır. Şayet yönetici açıkça küfrünü açıklar yani küfür hükümleriyle ülkeyi yönetmeye kalkışır ya da ülkede küfrün yayılması karşısında susarsa küfür hükümlerini uygulamaktan vazgeçirmek ve İslâm hükümlerini uygulatmak için karşısına silahla dikilerek yönetici ile savaşmak Müslümanlara vaciptir.
Köklü değişimKitabı okuyor
Hizb-ut Tahrir'in Gayesi
Şerî olarak İslâmi bir partinin (topluluğun/ümmetin) kurulmasını Allah Subhanehû ve Teâlânın farz kılmasıdır. Hizb-ut Tahrir Allah Subhanehû ve Teâlâ'nın: "Sizden hayra davet eden, marufu emreden, münkerden nehyeden bir ümmet (topluluk) bulunsun. İşte onlar kurtuluşa erenlerin ta kendileridir." [Ali İmran Suresi 104] ayetine icabet
Köklü değişimKitabı okuyor
Yüceltmek
Diyanetin, imamların, müftülerin, ilahiyatçıların, dinci ve bu dinden para kazanan bir tabakanın ağzından düşürmedikleri bir yalan var: "İslam dini kadını yüceltmiştir" yalanı. İslamcıların bu yalanlarını kendi kaynaklarından iki hadis daha vererek ortaya koyacağım ve bu konuyu da bunun ile noktalayacağım. "işlerini bir kadına bırakan topluluk asla felah olmaz" Kaynak: Buhari megazi 82, Fiten 18 Tirmizi Fiten 75, Nesai Kudat 8, İkincisi ise, Alak Suresi Kurtubi tefsirinde geçmektedir olduğu gibi aktaracağım. "Hammad b. Seleme, ez-Zübeyr b. Abdi's-Sekm'dan, o Eyyub b. Abdullah el-Fihri'den, o Abdullah b. Mesud'dan şöyle dediğini rivayet etmiştir: Rasulullah (sallallahü aleyhi ve sellem) buyurdu ki: "Hanımlarınızı yüksek köşklere yerleştirmeyiniz, onlara yazma öğretmeyiniz."
Reklam
Cabir ibn-i Abdillah’tan (ra) rivâyet ediliyor: Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bir gün bana baktı ve: "Ey Cabir!Seni mahzun görüyorum." buyurdular. Ben:”Ey Allah'ın Rasulü, babam şehid oldu. Arkasından borç ve kalabalık bir aile bıraktı" dedim.Bunun üzerine Allah'ın Rasulü: Ya Cabir! Sana haber vereyim ki Allah hiç kimseyle perde arkasından olmaksızın konuşmamışken, babanla yüzyüze konuştu ve ona: İste benden vereyim" buyurdu. Baban: "Ya Rabbi! Beni tekrar yarat da ikinci bir defa olarak yine şehit olayım” dedi. Allah-u Teâlâ Hazretleri: "Bu mümkün değil.Onlar bir daha dünyaya dönmezler hükmü benden sebkat etti (geçti)." buyurdu. Bu cevaba karşı baban: "Öyleyse ya Rabbi bunu arkamda kalanlara haber ver" Allah azze ve celle Hazretleri de "Bunu yaparım." buyurarak şu âyetleri inzal etti: 169 - Allah yolunda öldürülenleri sakın ölüler sanma. Bilakis onlar diridirler, Rab'leri katında rızıklanmaktadırlar. 170 - Allah'ın lütfundan verdiği nimetle sevinçlidirler. Arkalarından kendilerine ulaşamayan kimselere de hiç bir korku olmayacağını ve üzülmeyeceklerini müjdelemek isterler. 171 - Onlar, Allah'ın nimetini, keremini ve Allah'ın, müminlerin ecrini zayi etmeyeceğini müjdelerler. Ali İmran Süresi
Sayfa 118 - Ahıska yayıneviKitabı okuyor
İslâm'a gelince, yasama halka ait değildir. Bilakis yalnızca Allah'a aittir. Allah'tan başka hiç kimsenin, helalleştirmeye veya haramlaştırmaya hakkı yoktur. Yasamayı beşere ait kılmak, İslâm'da büyük bir cürümdür. Nitekim şu ayet bunun için inzal edilmiştir: ‎ "Allah'ı bırakıp rahiplerini ve hahamlarını.... Allah'tan başka Rabler edindiler..." [Tevbe Suresi 31] Rasulullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem bu ayet-i kerimenin tefsirinde, rahiplerin ve hahamların yasamada bulundukları, böylece helalleştirdikleri ve haramlaştırdıkları, tabilerinin de onlara itaat ettikleri, bunun da Allah'tan başka Rabler edinmek olduğu şeklinde tefsir etmiştir ki bu, Allah Subhânehû'dan başka helalleştirenlerin ve haramlaştıranların cürümlerinin ne kadar ağır olduğuna delalet etmektedir. Nitekim Tirmizî, Adiy ibnu Hâtim'in şöyle dediğini tahric etti: "Boynumda altından bir haç olduğu halde Nebi sallallahu aleyhi ve sellemin yanına geldim. Bana dedi ki: Ey Adiy üzerinden şu putu at! Ve onu Berâet (Tevbe) Suresi'ndeki şu ayeti okurken işittim: Allah'ı bırakıp rahiplerini ve hahamlarını... Allah'tan başka rabler edindiler... De ki: insanlar ise onlara ibadet etmiyorlar, velakin onlar kendilerine herhangi bir şeyi helalleştirdiklerinde o şeyi helal sayıyorlar ve onlar kendilerine herhangi bir şeyi haramlaştırdıklarında o şeyi haram sayıyorlardı." (Tirmizî)
Sayfa 22 - Köklü değişimKitabı okuyor
Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: Muhakkak Allah aksırmayı sever. Esnemeyi kerih görür. Kişi aksırır da, Allah'a hamd ederse, onu işiten her müslümana o kişiye "Yerhamukellah" diye dua etmesi haktır. Esnemek ancak şeytandandır. Onu takatı yettiğince geri çevirmesi gerekir. Esnerken ses çıkarırsa şeytan ona güler.
Sayfa 261 - 2.ciltKitabı okudu
Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: Müslümanın misali yeni bitmiş taze ekin gibidir. Ne taraftan ona rüzgar gelirse, onu eğer. Rüzgar normal esince, belayı savar. Facir, çam ağacı gibi düm düz ve kaskatıdır. Taki Allah'u Teala onu dilediği vakitte yıkana kadar.
Sayfa 214 - 2.ciltKitabı okudu
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.