"Gün gelmiş hayat çekilmez hal almış. Halkımız her zaman olduğu gibi yine birbirine düşmüş. Riya ve korkaklık paçalarından akar olmuş. Ne açlıkla kavgayı ne varlıkla gönenmeyi bilmişler. Ne insan gibi yaşamayı, kurt gibi aranmayı; ne sevince sarmayı ne öfkelenince yıkmayı öğrenmişler."
Anılar eğer acı verici ise onlarla yaşamak zordu. Tıpkı ayakkabında bir çakıl taşı ile dolaşmak gibi. Boyutu ne kadar küçük olursa olsun, o kadar çok huzursuz ederdi ki seni, şaşırıp kalırdı."
Beni bilirsin , lüzumundan fazla şairim. Her hadiseyi, kafam yalnız şuurla değil, kalbim hisle de işler, yogurur , ona en akla hayale gelmez şekiller ve ölçüler verir.
Ruhum saklı bir orkestradir ; içimde hangi enstrümanların , hangi kemanlarin ve arplarin , davullarin ve trampetlerin, ses ve gümbürtünün olduğunu bilmiyorum. Kendimi sadece bir senfoni olarak biliyorum