Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Ravza

Ravza
@ravza_aydogan28
ᴏᴋᴜᴍᴀᴅığıɴ ɢüɴ ᴋᴀʀᴀɴʟıᴋᴛᴀsıɴ..
"104 kitabı araştırınız. 'Ailenin nafakasını kadın kazanacak' diye bir şey bulamazsınız. Kadınların vazifesi kocalarının namusunu muhafaza etmek, çocuklarını İslam üzerine yetiştirmektir. Bir de meşru surette İslam için çalışma yapabilirse o zaman aliyyül ala olur." -Mahmut Efendi Hazretlerimiz-
Sayfa 131Kitabı okudu
Reklam
MEDRESELER
Muhammedî Duruşun Şanlı Karargâhları: Tertemiz bir hayat yaşamak varken ısrarla kirlenmeye davet edenlere inat, Muhammedi bir hayat yaşayabilmenin çaresiydi medreseler..
Ey İslâm'ın Kızı
Unutma, sen Meryem ruhlu oldukça ümmete İsâ (as)'ın küfre karşı duruşu aşılanacak. Ve senin duruşun ve terbiyen sayesinde İsa ruhlu gençler yetişecek bu ümmet içinde...

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Bu yolda keyif yoktur. Dalgalıdır bu nehir. Dünyanın bir zorluğu varsa bu yolun bin zorluğu vardır. Zira çileyle yoğrulmuş bedenlerin yoludur bu mukaddes yol. Yârdan, anadan, serden geçebilenlerin yoludur. Üstâd'ın ifadesiyle bu yol, bazen acı bir lokmadır zehirle pişmiş aştan, ve ayrılık anneden, vatandan, arkadaştan.. Ne mutlu bu yolun yolcusu evlatlar yetiştirerek zamanın Muhammedi annesi olmaya namzet olabilen bu ümmetin büyük ruhlu kadınlarına..
Muhammedî Anneler
Onlar ki, tıpkı Musa (as)'nın annesi gibi Rablerinin istediği 'ilim nehrine atmışlardır yavrularını.. Ve bilmektedirler ki Rabbimiz, çocuklarını ileriki ylların kürsü ehli hocaları olarak geri döndürecektir kendilerine..
Reklam
Ümmete hizmeti en büyük nimet bilen, göğsünde kor gibi yanan bir dava derdine sahip, mesai mefhumunu rafa kaldırmış, gözü yükseklerde Allah adamı bir evlat yetiştirebilmek... Ahir zamanda Muhammedi kadın olabilmenin en temel hususiyetlerinden biri olsa gerek...
Hz. Asiye Validemiz
O Asiye ki, kocası Firavun'un ilahlık iddia edecek kadar azgınlaştığı bir dünyada "Ya Rabbi, bana Cennet'te bir köşk bina eyle, beni Firavun ve amelinden ve zalim topluluktan muhafaza eyle" diye duada bulunmuştu. Rızayı gazaba tercih etmişti Asiye annemiz. Ve bu tercihi sebebiyle Allah, onun ismini ebedileştirmiş ve onu, kıyamete dek şu gök kubbe altında okunacak Kuran'da bu ümmetin kadınlarına örnek göstermişti.
Yozlaşmış Çağda Muhammedî Kız Olabilmek
Muhammedî kız olabilmek, O (s.a.v) 'na gelen vahiyde anlatılan kadın duruşuna sahip olabilmektir her şeyden önce. Âsiye olabilmektir Firavun'un düzeninde... Bunca isyana, sınır tanımazlığa rağmen kul kalabilmektir Rahmân'a...
İslam'a göre kadın bir medrese idi. İyi yetiştirilip topluma kazandırıldığında ardı sıra tertemiz ırkları eğitebilecek koca bir medrese.. Kadının evinde çocuklarına annelik yapmasını ve cemiyete insan yetiştirmesini küçümseyip "kölelik" olarak niteleyenler, kendi çocuklarını ihmal ederek herhangi bir kreşte veya okulda başkalarının çocuklarına ders vermesini yere göğe sığdıramadılar.
Zira özgürlük denen şey sadece yapmak istediğini 'yapabilmek' değil, istemediğini de 'yapmama iradesine sahip olabilmek'tir.
Reklam
Özetle, Kur'an'ın zaviyesinden meseleye bakacak olursak kadın erkek arasında bir eşitlikten ziyade eşdeğerlilikten bahsetmemiz gerekmektedir. Birbirlerini tamamlamaları neticesinde ortaya dinamizmin çıktığı artı ve eksi kutupları gibi kadın ve erkek arasındaki münasebet de eşdeğerlik esası üzerinden ele alınmalıdır. Eşitliği sağlamak için, birbirlerine eşdeğer olan artı ve eksiyi aynı konumda koyma çabası ne kadar saçma ve faydasızsa kadın-erkek eşitliği söylemi de bu denli içi boş ve anlamsızdır. Vahyin erkek ve kadına çizdiği çerçevenin dışında kalan söylem ve uygulamaların tamamı kadına zulüm olduğu gibi erkeğe de zulümdür. Bu anlamda eşitlikte adalet yoktur fakat adalette eşitlik vardır diyebiliriz.
Kur'an-ı Kerim, kadın ve erkeğin birbirleri için birer elbise olduğuna vurgu yaparak eşlerin birbirlerine yönelik bütünleyiciliklerinden bahsetmektedir. Bu ne muhteşem bir benzetmedir. Erkek ve kadın birbirlerine nispetle birer elbise gibidirler. Biri olmadan diğeri yarımdır.
İslam- Fıtrat ve Kadın
Altını, kuyumcu vitrininden alıp hurdacı arabasına koyarak vitrindeki esaretinden kurtardığını iddia etme akılsızlığın ta kendisidir bu..
Erkek isteyen (tâlib), kadınsa istenendi her zaman. Çünkü özeldi kadın. O rağbet eden değil, rağbet edilendi. Tersi vakarına halel getireceği düşüncesiyle 'ayıp' bile sayılırdı. Bu nedenle de günümüzde halen evlenme süreçleri 'kız isteme' adetiyle başlar. İslâm, kıza 'istenen' olma şerefini bahşetmiştir. Modern dünya ise özgürlük adı altında, hiçbir kural ve kaide olmaksızın kadına isteyenin istediği anda ulaşabileceği bir düzen kurmuştur. Bunun da adına eşitlik ve özgürlük demiştir.
Kadın-Erkek Eşit mi?
Kadını erkeğe eşitleyerek, hayatın her alanında bulunması gerektiğini savunanlar ağır bir fatura da ödetmektedirler kadına. Zira erkeğe nispetle daha narin ve naif yaratılan kadını iş dünyasının engebeli; çalkantılı furyasının içine atmak beden ve ruh sağlığı açısından da ağır sonuçları getirmiştir. Çok basit bir misal olarak haber niteliği taşıyan şu olayı paylaşalım: Ünlü kalp cerrahı Prof.Dr. Bingür SÖNMEZ kendisiyle yapılan bir mülakatta, kadınların kalp krizi riski taşıması açısından erkeklerden daha az risk altında olmalarına rağmen bu durumun artık eşitlendiğini beyan ederek şöyle demiştir: "Çünkü kadınlar artık hayatın yüküne ortak oldular. Onların ameliyatı daha riskli çünkü damarları daha ince." SÖNMEZ şunları da eklemektedir; "Artık kadınlarımız doğurmuyorlar. Doğursalar çocuklarını emzirmiyorlar. Oysa doğurma ve emzirme onları gençleştiren bir özelliğe sahip." Kadını getirdikleri nokta budur.
457 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.