O an içimdeki bu donuklaşma sürecinin ne kadar ilerlemiş olduğunu birden görüverdim - hiçbir yere tutunmadan, hiçbir yerde köklenmeden ,akan suyun üzerinde kayar gibi yaşıyordum ve bu soğuklukta ölü, cesedimsi bir yan olduğunu gayet iyi biliyordum ; gerçi henüz kötü kokan soluğu hissedilmiyordu, ama umarsız bir donukluk , acımasız, soğuk bir duygusuzlukla yerleşmiş,yani bedensel anlmada gerçek ölümün ve çürümenin dışarıdan da görüldüğü aşamanın eşiğine gelmiştim.
Gelenlerin çoğu kadın. Bir de belki iki saatlik aylaklar, okul kaçakları...."Şunların arasında sevilmeğe değer birkaç kişi niye olmasın? Tok karın iyimserliği mi yoksa?