Ramazan'ı Şerif ve mübarek ayda tutulan oruç hem bedeninizi hem de ruhunuzu biçimlendirir. Tıpkı çamura biçim veren bir heykeltıraş gibi. O biçimi bir kere aldıktan sonra eski halinize dönemezsiniz.İnsan önce bedensel olarak Ramazan-ı Şerifi yaşar sonra o deneyim ruha ve kalbe intikal eder. Belli zaman diliminde Ramazan'ı yaşamak da aslında Allah'ın bir lütfudur. Bir yandan da o ruhi değişim tedrici olarak gerçekleşir. Olgunlaşmak için bu ayı her sene yaşamak gerekir ki kemale erebilelim. İnsan zaman ve mekanla mukayyettir. Zaman ve mekanın etkisi altındadır. Dolayısıyla Ramazan'da da belli bir mekanın içinde bulunmak mecburiyetindeyiz.Bu dini bir mecburiyet değil ama bana sorarsanız kültürel bir mecburiyettir. İçinde bulunduğunuz mekan sizi belli bir havanın içinde çeker. Dolayısıyla zaman ve mekan şartlarında göz önüne aldığımızda Ramazan ayı sizi adeta bir biçime bir ruh haline bir maneviyata doğru sürüklüyor ve size kendi ruhundan bir espri bir renk bir biçim veriyor. Bu ibadet sabırla başlıyor keza nefs-i emmarenin en sevmediği ibadet ise sabırdır en sevdiği şey de kibirdir.
Mey biter saki kalır. Her renk solar haki kalır. İlim insanın cehlini alsa da, Hamurunda varsa eşeklik; baki kalır. ..
Reklam
Dünya sizin kaleydoskopunuzdur ve size peşi sıra sunduğu farklı renk kombinasyonları da sizin sürekli hareket halindeki düşüncelerinizin en güzel şekilde uyarlanmış resimleridir
Ölüm karşısında, renk vermeden, İnsanın başını dik tutabilmesi Bilgi, deneyim ve cesaret isteyen iştir Ve sonradan kazanılır.
Sayfa 259
İşte budur hayat!
youtu.be/w9nbR7NuXvw?si=... Her Şey Sende Gizli Yerin seni çektiği kadar ağırsın Kanatların çırpındığı kadar hafif.. Kalbinin attığı kadar canlısın Gözlerinin uzağı gördüğü kadar genç... Sevdiklerin kadar iyisin Nefret ettiklerin kadar kötü.. Ne renk olursa olsun kaşın gözün Karşındakinin gördüğüdür rengin.. Yaşadıklarını kâr
Sen o karanfile eğilimlisin, alıp sana veriyorum işte Sen de bir başkasına veriyorsun daha güzel O başkası yok mu? bir yanındakine veriyor Derken karanfil elden ele. Görüyorsun ya bir sevdayı büyütüyoruz seninle Sana değiniyorum, sana ısınıyorum, bu o değil Bak nasıl, beyaza keser gibisine yedi renk Birleşiyoruz sessizce.
Reklam
Köpekler için üzülmeye değmez. Köpekler burunlarının ucunda bile olsa renk körü oldukları için gökkuşağının o güzel renklerini göremezler.
Hatıralar uykusu hafif insanlar gibidirler. En gizli bir çıtırtı, en sessiz bir işaret, en donuk bir renk, en manasız bir kelime bile bazen hatıraları uyandırabilir.
Sayfa 59
Görüyorsun ya bir sevdayı büyütüyoruz seninle Sana değiniyorum, sana ısınıyorum, bu o değil Bak nasıl, beyaza keser gibi yedi renk Birleşiyoruz sessizce.
'Kim Allah'tan daha güzel renk verebilir..' Bakara, 138
Reklam
"Hayatın tadını koku, renk, çiçek gibi hislere hitap eden eşyada bulanlar, esas itibariyle felsefelerini, son derece muğlak fikirlere istinad ettirirler. Ve aslında kadın denen o anlaşılmaz mahluk, müphem arzularının menşeini, esrarlı riyaziye muaddelerinin girdâbında teşekkül ettirir."
Bana renk bile sormayın ,bir beyazdan ya da sarıdan ne anladığınızı bilmeden size yanıt veremem.
Gelmedin; son hayal de yanıp yanıp kül oldu Bu derûnî kavgada kırılan, gönül oldu Şimdi menziller elem; yürek duman; sîne çâk Devleri mahkûm eden hayatım şimdi helak Gelmedin; yıldırımlar düştü hülyalarıma Nasıl kıydın be zâlim, masum rüyalarıma Sana doğru her adım neden hep ölüm sunar Seni her andığımda, renk solar, desen yanar Nurullah Genç
Allahu zü'l Celal, tek bir millet, tek bir devlet, tek bir dil yaratabilirdi; ama öyle yapmamış. Muhtelif renklerde ırklarda, dillerde insanlar yaratmış ki birbirimizi bilelim birbirimizi sevelim, yardim edelim, iyiliği ve güzellği yayalm, kardeşliği çoğaltalım. Dünyadaki farklılıklar aslında tanışıp bilişmemiz içindir; çünkü her yaratılışta farklı bir tecelliyat vardır. Mizaç renk, gelenek ve görenekler, diller, coğrafyalar hepsi farklı farklı. Bunlar hilkatin tecellisidir, tanış olmak içindir, savaşmak için değil. Allah indinde en hayırlı kişi takva ehli olandır ırk olarak üstünlük yoktur. Bu bütünü içine alan, ötekileştirmeyen bir bilim üretilmiş vakti zamanında. Bizim Batı karşısındaki sıkıntımız teknolojik sıkıntıdır. Batı sahip olduğu teknolojiyi bizim gibi değil bir başka amaçla kullandı. Esas sıkıntı orada başlıyor. Sadece maddesel bir güç değil, o gücün kullanımındaki ahlakî prensipler noktasında da sıkıntı çıkıyor. Bugün gelinen noktada ise biz bu teknolojiyi gayet rahat aşıyoruz ama aynı yoldan gitmiyoruz. Biz teknolojiyi inşallah kendi ahlakımız istikametinde kullanacağız. Zaten Batılı insanı da ürküten.odur. Teknoloji söz konusu olduğunda mütehakkim Batılı beyaz adam ortaya çıkar. Halbuki aynı teknolojiyi kullanıp mütehakkim olmayan beyaz adam da olabilir. Bu alternatifi inşallah Müslümanlar, islam medeniyetinin müntesipleri dünyaya gösterecekler. Zaten göstermeye de başladılar.
Amerika'daki Afrikalı Zencilerin lideri Malcolm X, siyahi yurttaşların sivil haklarını kazanması için Amerika'daki beyaz insanlara karşı amansız bir mücadeleye başlamıştır. Fakat Haccını yerine getirmeye gittiği zaman Asya, Afrika, Avrupa, Amerika Müslümanlarının nasıl aynı elbiseyi giydiklerini, Kâbe'ye doğru koştuklarını ve namazı yerine getirirken nasıl aynı hizada durduklarını görmüştür. O renk ve ırk problemi sorununa çözümün İslam olacağını ve Amerika'da aramaya veya başarmaya çalıştığı şeyin çözüm olmayacağını anlamıştır. Bugün bir takım Müslüman olmayan düşünürler, başka bir din veya hayat yolunun bu problemi İslam'ın başardığı derecede çözemediğini kabul etmişlerdir.
1,500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.