Kitabın nerdeyse yarısına kadar muazzam bir satranç dehasını okuyorsunuz, adı Czentovic. Yanında sığıntı gibi yaşadığı bir rahibi izleyerek öğrenmiş satrancı.
Czentovic çok ünlü oluyor çok da ukala. Bir gemi yolculuğunda turnuva düzenlerken oyunu izleyenlerden ve Czentovic'in kazanmasını istemeyenlerden biri kendi halinde bi adama rastlıyor. Dr. B, oyun anında çok ilginç hamleler tavsiye ediyor Czentovic'in rakibi bu hamlelerle Czentovic'i ilk kez zorluyor bu olay insanların dikkatini çekiyor dr. B hamleleri tavsiye edip köşesine çekiliyor. Dr. B'nin bir satranç ustası olduğunu sezenler onunla konuşup Czentovic'le oynayıp onu mat etmesini istiyor.
Dr. B çok zor şartlar altında satrancı öğrenmeye mecbur kalmış. Bir hücrede yalnızlıktan delirmemek için üzerini örttüğü örtünün karelerini satranç tahtası yediği ekmeklerden de satranç oynanan şeyler yapıp aylarca kendi kendine oynamış.
Bir satranç zehirlenmesi yaşamış ve birgün kötü bir olay yaşayıp hastanelik olmuş.
Artık satranç oynaması yasak.
Czentovic'i mat etmesi yönündeki istekleri kıramıyor ve sadece bir kez diyor. Hikayesini bilen insan da tamam diyor. Oyuna geliyor Czentovic'i mat ediyor ama satranç hastalığı o arada nüksediyor, kendini kaybediyor delirmiş gibi yeniden yeniden oynamak istiyor kriz nirvanaya ulaştığında kendini rezil edecek bir hamle yapıyor ve hastalandığını farkeden biri tarafından satranç masasından uzaklaştırılıyor.
Czentovic'den de etraftakilerden de özür dileyerek yeniden kendi köşesine çekiliyor, Czentovic de kaldığı yerden ukala ukala devam ediyor hayatına ve o yenilmez birinciliğine..