"Geçer ya" demiş, "Hayır olsun" demiş, "Ya sabır" demiş, "Çocukların içinde bir şey kalmasın" demiş, "Okusunlar, adam olsunlar , en iyi noktalarda olsun çocuklarım" demiş. Ve unutmuş işte kendini, "İşim" demiş, "Aşım" demiş, "Ülkemde güzellikler yaşansın" demiş.
Ah o yırtık ayakkabılı babalar, hiç sesiniz çıkmaz mı sizin? İçinizden konuşup yutkunduklarınızla bir ömür tamamlarsınız da düzen böyle mi dersiniz? Bu düzen size yeni ayakkabı verir mi, yeni ayakkabı verse zamanı geri çevirebilir misiniz kendinizden yana?
Çaresizliğe bakın!.. Sorunun temelinde...zayıflık yatıyor...Ben hep tehlikeyi... güçlüde görürdüm...ama bazen zayıflık da...kendi başına çok tehlikeli...olabiliyor demek ki...