Şu anda başımda binlerce musluk açıldı ve ben sözcükler nehrini boşaltmazsam boğulacağım. Bu yüzden, rica ederim beni bölmeyin, Nastenka, uysal ve sakince dinleyin; yoksa tümden susarım.
Oldukça güzel bir roman. Adı bilinmeyen esas kahramanımız, hastalıklı insanların toplantısı sırasında Marla Singer ile, uzun uçak yolculukları sırasında da Tyler Durden ile tanışır. Kahramanımız uykusuzluk çekmektedir ve bir gün evinin havaya uçtuğunu öğrenir. Tyler Durden'e rica eder. Onunla yaşamaya başlar ve bir dövüş kulübü kurar. Birbirlerini dövmeye başlarlar ve bu iş bir anda yaygınlaşır. Tyler pek çok tehlikeli şey bilmektedir. Patlayıcı yapımı, silah kullanımı gibi. Ama iş büyümüştür ve artık kahramanımız Tyler'ı görememektedir. Marla ile beraber bir çözüm ararlar. Durden kimdir ve bu manyaklık nasıl sona erdirilebilir? En sonunda her şey ortaya çıkar ve kahramanımızın yapabileceği tek bir şey vardır. Soluksuz okunan bir roman.
Ee patron, rica ederim karışma! dedi. Ben yapıyorum, sen yıkıyorsun. Bugün yine onlara neler söylüyordun? Sosyalizm ve fasafiso!.. Sen vaiz misin, yoksa kapitalist mi? İkisinden birini seçmen gerek!
Kesinlikle kadına yönelik şiddeti savunan bir yazı değildir rica ediyorum kadını küçük düşürdüğünü savunmayın....
"..Kadın dediğin kendisini bilecek. Onu bunu değil, kendi düşüncelerini dinleyecek. Kadın dediğin erkeğini sevecek, sevildiğini bilerek sevecek. Kadın dediğin yalan söylemeyecek. Sözünün eri, kalbinin temiz olduğunu gösterecek. Kadın dediğin güzel olmak için baya badana yapmayacak, akşam nasıl yatıyorsa sabah öyle kalkacak. Kadın dediğin rakı içtikçe daha da güzelleşecek, güzelleştirecek.
Ama... Her şeyden önemlisi Kadın dediğin ADAM gibi adama yapacak bütün bunları. Yapmıyorsa kusura bakmayın beyler, sorun sizde.."
On dört yaşındayken bile, hesap yapması gerektiğinde parmaklarından yardım alıyordu ve bir kitap ya da gazete okumak, yetişme çağındaki bu çocuk için
daha da çok çaba gerektiriyordu. Bu konuda Mirko’nun isteksiz ya da dik kafalı olduğu kesinlikle söylenemezdi. Ondan rica edilenleri karşı çıkmadan yapıyordu, su getiriyor, odun kırıyor, tarlada çalışıyor, mutfağı temizliyor ve insanları çileden çıkaran bir yavaşlıkla da olsa, verilen her görevi yerine getiriyordu, güvenilir bir çocuktu. Ama bu tuhaf oğlanda iyi yürekli papazın canını en çok sıkan şey, ilgisizliğiydi.