Kaçır beni
"Adrian aramızın kötü olduğunu biliyorum ve belki bunu istemeye hakkım yok ama senden bir iyilik rica edeceğim. Veronica'yla ilgili." "Söyle." "Amberwood'a gelebilir misin? Yatakhane müdürünü atlatıp buradan kaçmalıyım" Birkaç saniye konuşmadı. "Sage, iki aydır senden bu sözleri duymayı bekliyorum. Merdiven de getireyim mi?"
Sayfa 382 - Adrian & SydneyKitabı okuyacak
Reklam
Hiçbir kuşkuya kapılmadan ve acımasızca, ne kadar uzun süre beklemesi, hangi silahı kullanması gerekirse gereksin ve bedeli ne olursa olsun, istediğini elde etmekte son derece kararlıydı. Mustafa Kemal artık Amasya’da desteklerini rica eden kişiden çok farklı biriydi.
"Sizden benimle konuşmanızı rica ediyorum, çünkü kendi suskunluğumda boğulmak üzereyim."
M. Kemal Alman Heyeti'ne Baştan Karşı
Mustafa Kemal aslında Türk ordusunu eğitip düzeltmek için Almanya'dan böyle bir 'Islah Heyeti'nin gelmesine de karşıydı. Yıllar sonra 1926'da gazetecilerle yaptığı bir söyleşide bu konuda şunları söyleyecekti: "Ben genel harbin müttefiklerimiz için (Almanlar) iyi netice vereceğine itimat etmiyordum; fakat emrivakiden sonra (savaşa giriş), bulunduğum cephelerde savaşı başarıya ulaştırmaya çalıştım. Diğer cephelerde ise sanki aksine bir durum söz konusuydu. Başkumandan vekili (Enver Paşa) her hareketinde bir ordu mahvederdi. Sarıkamış'ta olduğu gibi… "O (Enver Paşa) ve arkadaşları zaten daha evvel Türk milletini ve ordusunu gayri tabii bir duruma sokmuşlardı. Bu gayri tabii durum dolayısıyla, ordunun yabancı bir heyetini eleştirmek istemem (Alman heyeti). Asıl eleştiriyi hak edenler, tabiatıyla bizim devlet reisimiz ve devlet adamlarımızdır. "Türk ordusunun aciz ve kabiliyetsiz olduğu kanaatiyle, o heyeti, ayaklarına kadar giderek ve rica ederek memleketimize davet eden onlardı. Bu heyete Türk milletinin kabiliyetsizliğin- den ve beceriksizliğinden açık suretle bahsedilmiş, kendilerine adeta gelip bizi adam etmeleri teklif olunmuştur. Böyle bir müracaat üzerine gelen bu heyet, içine girdiği çevreyi ve o çevreye hakim olanları aciz, hatta haysiyetsiz telakki ederse mazur görülebilir. "Ben ordunun kayıtsız şartsız bütün sırlarıyla Alman Askeri heyetine teslim edilmesinden üzgündüm. Daha karar verilmezden evvel, tesadüfen bu durumdan haberdar olduğum vakit, sesimin erişebileceği makama kadar itirazda bulunmayı vazife saymıştım. İtirazlarıma hiç kimse cevap vermedi, cevap vermeye lüzum dahi görmedi."
Sayfa 27 - Remzi KitabeviKitabı okuyor
Osmanlı ordusunu düzeltmek, eğitmek ve yeniden organize etmek için Almanya'dan bir heyetin gelmesini 23 Ocak 1913'teki Babıâli darbesinden sonra sadrazam olan Prusya eğitimli ve Alman hayranı Mahmut Şevket Paşa istemişti. Mahmut Şevket Paşa 11 Haziran 1913'te bir suikast sonucu öldürüldü, ancak bu Alman Islah Heyeti'nin gelişini etkilemedi. Alman Heyeti'nin gelmesini daha sonra Enver Paşa istedi ve bunun için rica etmeye Almanya'ya gitti.
Sayfa 26 - Remzi KitabeviKitabı okuyor
Reklam
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.