Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Sünnî Müslümanlar için , muhtemelen tarihteki en etkili ikinci kişi ( Hz. Muhammed'in dışında ) , asırlardır bir rehber kaynak olarak Müslümanlar arasında şöhretini hiç kaybetmeyen kırk bölümlük İhyâ'ü ' ulûmi'd-dîn ( Dini İlimlerin Diriltilmesi ) kitabının yazarı Muhammed Gazali'dir. Kariyerinin başlarında Bağdat'ta bulunan Ne-Nizâmiye Medresesi'nde müderris olarak ün kazandı. Ancak Helenistik felsefeyi çürütmek amacıyla felsefede derinleştikten sonra , otuzlu yaşlarında manevi bir bunalım yaşadı ve dünyadan el etek çekti. Gazali daha sonra anılarında şöyle yazacaktı : " İnsanlara bir şeyler öğretmedeki niyetimi sorguladım ve bunun yalnızca Allah'ı razı etmek için yapmadığımı anladım. Beni şevke getiren şey halk arasında şöhret bulmak ve yüksek bir makama ermek arzusuydu. " Gazali , müderrisliği bıraktıktan sonra Şam bölgesinde on yılını bir Sufi'nin yanında geçirdi. Sonunda Horasan'daki memleketi Tus'a geri döndü ve hayatının geri kalanını kitap yazarak , seçkin öğrencilerden oluşan dar bir daireyi eğiterek geçirdi.
Sayfa 60 - İnkılâp KitabeviKitabı okudu
Sâsânî tarihinde rahiplerin baskın olduğu dönemlerde ataerkil tutumlar baskındır. Orta Farsça Zerdüşt metinlerinde , kadınlar çoğunlukla olumsuz tasvir edilir. Erkekleri yoldan çıkarırlar ve dünyayı regl yoluyla kirletirler. Hayal edebilecekleri en yüce erdem itaattir. Soylu kadınlar belirli bir düzeyde istisna edilseler de sıradan kadınlar , kocalarının mülküdür. Ya hiçbir kanuni hakları yoktur ya da çok kısıtlı haklara sahiptirler. Kadınların cinselliği , korkulmssı ve sıkı bir şekilde kontrol edilmesi gereken bir şeydi. Adil Viraz kitabı olarak bilinen metinde cehennem , sadakatsiz kadınlarla doludur ve onlara uygulanan işkenceler tüm detaylarıyla tasvir edilir. Sâsânî rahiplerinin öğrettiği Zerdüşt yaratılış efsanesine göre , Ahura Mazda , çocuk doğurmayı kadınlara emanet etmemeyi tercih ederdi. " Eğer erkek ortaya çıkarabileceğim başka bir şey var etmiş olsaydım , ey kısırlığın zıttı , seni yaratmazdım. " Sâsânî dini metinleri bir derece kadar rahiplerin temennilerinden ibaret gibi görünse de Sâsânî toplumundaki güçleri ve etkileri göz önüne alındığında , kadınların bu düşmanca tutumdan olumsuz etkilendiği düşünülebilir.
Sayfa 46 - İnkılâp KitabeviKitabı okudu
Reklam
Yıllarca süren iç çatışmalar ve saray entrikalarıyla zayıflayan Pers İmparatorluğu , Batı tarihinde " Büyük İskender " olarak bilinen Makedonyalı |||. İskender'in iyi örgütlenmiş ordularına karşı direnemedi. Farsça kaynaklar , onu " Lanetli İskender" olarak isimlendirirler. Her şey 12 yılda gerçekleşti ve Makedonlar karış karış Pers topraklarını ele geçirdiler ve MÖ 330'da Persepolis'e girip son darbeyi vurdular. Yunan tarihçi Diodorus Siculus'a göre , " Makedonlar gün boyu şehri yağmaladılar ama yine de sınırsız açgözlülüklerini tatmin edemediler... Kadınları mücevherleriyle birlikte sürüklediler , tüm esirleri köleleştirdiler. Bir dönem zenginlikte tüm şehirlere üstünlük sağlayan Persepolis , bugün de bahtsızlıkta hepsini geride bıraktı. "
Sayfa 35 - İnkılâp KitabeviKitabı okudu
Kariyerine ||.Kambises'in ordusunda mütevazı bir süvari olarak başlayan Daryuş , Kambises'in kardeşi ya da kardeşi olduğunu iddia eden birinin isyanı sonunda imparatorun intihar ettiği , bir kaza sonucu öldüğü ya da suikasta uğradığı bir siyasi kargaşanın ardından MÖ 522'de kendini iktidarda buldu. Daryuş'un meşruiyetine ilişkin şüpheler , eyaletlerde isyanları ateşledi ve saltanatının ilk bölümünü bunları bastırarak geçirdi. İmparatorluk merkezlerini kontrol ettikten sonra dikkatini Mısır'a ve ardından İndus Vadisi' ne çevirerek her iki bölgede de Pers hâkimiyetini sağlamlaştırdı. Ayrıca Kiros'un öldürülmesinin intikamını almak için kuzeydeki Saka bölgesini de işgal etti. Oradan Batıya , Trakya'ya ilerledi ve birçok Yunanlıların yaşadığı toprakları Pers kontrolü altına aldı. Yunan şehir devletlerinin ittifakı , MÖ 490 yılında Maraton Savaşı'nda Perslerin Yunanistan'a ilerlemesini nihayet durdurabildiler. ( Maraton koşusunun aslı , Yunan Zaferinin haberinin yirmi altı mil uzaktaki Atina' ya yetiştiren bir muhbirin koşusudur. )
Sayfa 30 - İnkılâp KitabeviKitabı okudu
148 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
2 saatte okudu
Kitap oldukça genel ve kısa bir İran tarihini içeriyor. Özellikle milattan önceki çağlar oldukça uzun anlatılırken 1979 ve sonrası, oldukça ayrıntılı olmalıyken yirmi beş sayfa civarı bir alana sıkışmış. Eğer yakın dönem için okunacaksa yetersiz kalabileceğini söyleyebilirim. Genel bir izlenim edinmek için okunabilir.
İran Tarihi
İran TarihiRichard C. Foltz · İnkılap Kitabevi · 202211 okunma
İslam hukukunda hayvan hakları literatürü
İslam hukuku içinde diğer hukuk sistemlerine nazaran daha erken kendini gösteren Hayvan haklarına ilişkin literatür: -Sehavi "Tahrirü'l cevap an darbil devab min ahkamir rifki bil hayvan fi sünneti's-seniyye" -cahız "Kitab' ul Hayevan" -Demiri "Hayetul Hayevanul Kübra" -Eymen El Musevi El Amili "Hukul hayevan fî Îslam" -Adil Bor "Kurana göre hayvan hakları" -Joseph Lowry "Animals in the Quran" -Richard C. Foltz "Animal in Islamic Tradition and Muslim Cultures" -Kristen Stilt "Animal Welfare in Islamic law"
Reklam
Evrendeki her şey Allah'ın koyduğu yasalara uygun davrandığına göre, bütün evren müslimdir, yani Allah'ın iradesine teslim olmuştur.
Kâinatın hiyerarşisinde insanoğluna özel bir yer ve mertebe verilmiş olmasına ve bütün zengin kaynaklarıyla doğanın bize verilip emanet olmasına karşın, aynı zamanda Allah’ın kulları olduğumuzu ve yaratılışımızın nihai amacının Allah’a hizmet etmek olduğunu unutmamalıyız. Bu bakımdan, “insanoğlu bu fırsatı hayır için kullanmaya ve yeryüzünü bozmaktan kaçınmaya çağrılır.
Göçebe bozkır insanları İslam'ı, Arapça metinlerden ziyade, genelde Türkçe gibi yerel dillerde vaaz veren karizmatik kişilerin bireyselleşmiş öğretilerinden öğrendiler.
Sayfa 32
Abbasi imparatorluğu, yeni İslami kimlik altında sadece bir yönüyle önceden var olan Acem kültürü ve gerçeklerini devam ettirdi. İslam gittikçe karakter bakımından acemleşti. Büyük ölçüde, İslami hukukun, felsefenin, edebiyatın, sanatın ve mistisizmin hepsi Acem'in kültürel sahasında gelişti. Bu yüzden gelecek birkaç asır, Orta Asya'yı dönüştüren ve bunun içine giren bu İslam'ın acemleşmiş şeklidir. İslam dini ve Müslüman kültürü, Orta Asya'ya çoğunlukla Pers diliyle (Farsça) taşındı.
Sayfa 30
21 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.