Çocuklarım
Yoklama defterinden öğrenmedim sizi, benim haylaz çocuklarım! Sınıfın en devamsızını bir sinema dönüşü tanıdım, koltuğunda satılmamış gazeteler... Dumanlı bir salonda kendime göre karşılarken akşamı, nane şekeri uzattı en tembeliniz... Götürmek istedi küfesinde elimdeki ıspanak demetini en dalgını sınıfın! İsterken adam
Sayfa 65 - Çınar YayınlarıKitabı okudu
Yoklama defterinden tanımadım sizi, Benim haylaz çocuklarım.. . . Birlikte neler düşünmedik Burnumuzun dibindekini görmeden Bulutlara mı karışmadık Güz rüzgarlarında dökülmüş Hasta yapraklara mı üzülmedik Serçelere mi acımadık kış günlerinde Kendimizi unutarak..
Reklam
SINIF'ın ozanıyım mimli, HABABAM SINIFI'nın yazarıyım ünlü. Kim ne derse desin, Çocuklar için yazdım hep. Canım yansın diye İşimden atarlar sık sık, Acısını hep çocuklar çeker… Kendi öz çocuklarım, Benden önce. Şunu demek istiyorum! İki iş tuttum ömür boyu köklü. Çocukları okutmaktı ilk işim, İkincisi, Yazdığımı çocuklara okutmak. Ne gençlerden, ne çocuklardan Bir yakınmam yok Arap'ın dediği doğru: "Çocuk mazbut…" Memleketse görülüyor işte, Güllük gülistanlık… Ne var ki güllerin dikeni çok!
Sayfa 42 - Çınar Yayınları, 5.Basım (1997)Kitabı okudu
Hür Markopaşa'nın son sayısından hemen önce ve hemen sonra Rıfat Ilgaz'ın başından iki önemli olay geçti. Önce olanı eşi Rikkat Hanım'dan anlaşarak ayrılmasıydı.". . . Benim yüzümden işinden olmaması ve çocuklarımızın bundan zarar görmemesi için anlaşarak ayrıldık. Öğretmenlikten çıkarılmıştım, ikide bir kovuşturmaya uğruyordum. Adım koınüniste çıkmıştı. İzleniyordum. Yerim yurdum, ne olacağım belli değildi. Üstelik, verem gibi bulaşıcı bir hastalığım vardı. Bütün bunların eşime de zarar vereceğini, bir gün onun da işinden atılabileceğini düşünüyor, çocuklarım için de kaygılanıyordum... İkinci olay ise iyice bozulan sağlığı için sanatoryum girişimlerine İzmir Tepecik Hastanesinden olumlu yanıt gelmesiydi. Düzensiz yaşayıştan kaçmak, bozulan sağlığını düzeltmek ve kışı geçirmek için Mustafa Uykusuz'dan yol parası alarak İzmir' e gitti, hastaneye yattı.
Malumpaşa'nın 15.09.1947 günlü ikinci sayısında "Mahkeme Koridorlarında" köşesinde "Gün Uğursuzun" başlıklı bir yazı yayımlanmıştı. Aynı yazı bu sayının üçüncü sayfasına yeniden konmuştur. Yedi-Sekiz Paşa · 13 Mayıs 1949 · Sayı: 3 Gazetenin bu sayısında toplatma haberi yoktur. Birinci sayfadan "Ne Mutlu Tokum
Rıfat Ilgaz
Kuşsunuz diyorlar, çocuklarım, Bir kuşsunuz diyorlar size Sığınacak kol arayan Konacak dal arayan Bir yavru kuş, türkülerde. Telgrafın tellerine konarsınız Ezgilere uymak için Avcılar vurur sizi. Yeşil başlı ördek olur Kalırsınız çöllerde Böyle bir kuş işte!.. Kuş değil ya çocuklarım, Böcek bile olamazsınız! Bunca yük, bunca borç Omuzlarınıza vurulmuşken Hem de doğar doğmaz... Kanatlanamazsınız! Uç uç böceğim deseler de Annenizin alacağı papuçları Peşin peşin giydirseler de Uçamazsınız, çocuklarım, Bu gidişle!..
Reklam
64 öğeden 51 ile 60 arasındakiler gösteriliyor.