Mâlikî mezhebinin kurucusu İmam Mâlik, Mâlik b. Enes rahmetullahi aleyh kendisine kapıyı çalıp da geldikleri zaman gelenlere sorarmış:
“Fıkıh meselesi mi soracaksın?”
“Evet.”
“Sorun.” dermiş, dinleyip fetvayı verirmiş.
“Efendim, biz fıkıh meselesi sormaya gelmedik, zât-ı âlîniz hadis rivayet ediyorsunuz ya; sizden hadis telakki etmeye, naklen hadis almaya geldik.” derlerse; “İçeri girin.” der, içeri alırmış. Kendisi gider içeride gusül abdesti alırmış. En güzel elbiselerini giyermiş, en temiz, yeni sarığını başına sararmış, o misafirlerin oturduğu odaya kullanmadığı güzel rahlesini koydururmuş; orayı buhurlarla, güzel kokularla kokulandırırmış, ondan sonra edeb ve terbiye ile sevgi ve saygıyla gelir; “Resûlullah Efendimiz şöyle buyurdu, ondan şu râvi işitmiş, o şuna nakletmiş, o şuna nakletmiş, o şuna, o bana nakletti, ben de size naklediyorum.” diye nakleder ve kontrolünü de yaparmış.