Said Nursi'nin her suale cevabı varmış(mış).
HER SUALE CEVAP VERMEK, HİÇ KİMSEYE SORU SORMAMAK Sormaz ki bilsin, sorsa bilirdi. Bilmez ki sorsun, bilse sorardı. Atasözü "Herhangi ilme sorulan suale bila-tereddüd derhal cevap verirdi."(1) "Sorulacak suallere cevap vermeye hazır bulunduğu gibi kimseye sual sormayacağını da beyan ederek bu kararda yirmi sene sebat
Sayfa 56 - Süleymaniye vakfıKitabı okudu
4.cilt
849. Ebû Hüreyre radıyallâhu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Siz, iman etmedikçe cennete giremezsiniz; birbirinizi sevmedikçe de iman etmiş olamazsınız. Yaptığınız zaman birbirinizi seveceğiniz bir şey söyleyeyim mi? Aranızda selâmı yayınız.”  Müslim, îmân 93. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Edeb
Reklam
Mâlikî mezhebinin kurucusu İmam Mâlik, Mâlik b. Enes rahmetullahi aleyh kendisine kapıyı çalıp da geldikleri zaman gelenlere sorarmış: “Fıkıh meselesi mi soracaksın?” “Evet.” “Sorun.” dermiş, dinleyip fetvayı verirmiş. “Efendim, biz fıkıh meselesi sormaya gelmedik, zât-ı âlîniz hadis rivayet ediyorsunuz ya; sizden hadis telakki etmeye, naklen hadis almaya geldik.” derlerse; “İçeri girin.” der, içeri alırmış. Kendisi gider içeride gusül abdesti alırmış. En güzel elbiselerini giyermiş, en temiz, yeni sarığını başına sararmış, o misafirlerin oturduğu odaya kullanmadığı güzel rahlesini koydururmuş; orayı buhurlarla, güzel kokularla kokulandırırmış, ondan sonra edeb ve terbiye ile sevgi ve saygıyla gelir; “Resûlullah Efendimiz şöyle buyurdu, ondan şu râvi işitmiş, o şuna nakletmiş, o şuna nakletmiş, o şuna, o bana nakletti, ben de size naklediyorum.” diye nakleder ve kontrolünü de yaparmış.
Sayfa 253
Heva ehlinden iki adam Muhamed b.Sirin'in yanına girip "Ey Ebu Bekir, sana bir hadis tahdis edelim mi? Ne dersin?" dediler. "Hayır" diye cevap verdi. "Peki, sana Allah(azze ve celle)'nin kıtabından bir ayet okuyalım mı?" diye sordular. Bunun üzerine "Hayır, ya siz benim yanımdan kalkacaksınız ya da ben kalkacagım" dedi. Bunun üzerine iki adam kalkıp çıktı. Orada bulunanlardan biri "Ey Ebu Bekir, Allah(azze ve celle)'nin kitabından bir ayet okusa ne olurdu ki?" diye sordu. Muhammed b. Sirin buna karşılık şöyle dedi: "Onun bana bir ayet okuyup onu tahrif etmesinden, sonra bunun kalbimde yer etmesinden korktum." Muhammed sonra şunu ekledi: "Vallahi şu anda olduğum gibi olacağımı bilsem yine onları terk ederdim."[Darimi, es-Sunne; Hallal, es-Sunne; Acurri, eş-Şeria; ibn Batta el ibanetul kubrada rivayet etmiştir.]
Sayfa 275 - Neda YayınlarıKitabı okuyor
144- Amr b. Yahya el-Mâzini'nin babasından rivayet ettiğine göre bir adam Abdullah b. Zeyd'e -yani Amr b. Yahya'nın dedesine- "Bana Resûlullah'in (s.a.v.) nasıl abdest aldığıni gösterebilir misin?" diye sordu. Abdullah b. Zeyd "Evet" dedi ve (abdest almak icin) su istedi. Eline su dökerek iki kere yıkadı. Sonra üç kere ağzını çalkaladı ve burnuna su verdi. Sonra yüzünü üç kere yıkadı, sonra kollarinı dirseklere kadar ikişer ikişer yıkadı Sonra başını iki eliyle meshetti. Ellerini bir öne bir arkaya götürdü. Şöyle ki: Başının ön kısmından başlayarak ensesıne kadar götürdü, sonra başladığı yere getirdi. Sonra ayaklarını yıkadı. (imam Buhâri, Sahih-i Buhâñ Muhtasarn, s.135.) Abdestte eller ve ayaklar bir kere mi, 2 kere mi, 3 kere mi yıkanır? İşte bu hadis hepsini birden yaptırıyor. Yalnız baş mesh edilirken dikkat edin iki elle ediliyor. Unutulan sünnet bu olsa gerek! Unutulan bir sünneti tekrar ihya edene 100 şehit sevabı hadisini hatırlayalım. Canını verip şehit olan bir şehit sevabı alsın, Buhâride yazıyor diye sen başını iki elinle mesh ettin diye 100 sehit sevabı alacağına mı inaniyorsun?
Abdest Kişinin Allah Katındaki Derecesini Arttıran Amellerdendir
Ebu Hureyre'den (ra) rivayet edildiğine göre Resûlullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Bakınız! Allah'ın onunla günahları sildiği dereceleri yükselttiği şeyi size bildireyim mi?' buyurdu. Oradakiler, 'Evet bildir, Ey Allah'ın Resûlü.' dediler. O da, 'Zorluklara rağmen abdesti tam ve eksiksiz güzel bir şekilde almak, mescidlere giden adımları çoğaltmak, namazdan sonraki namazı beklemektir. İşte bu ribattır. İşte bu ribattır. (Kendisine bağlanmaya değen şeylerdir.)' buyurdu." Muslim, 251
Sayfa 204 - Tevhid Basım YayıneviKitabı okudu
Reklam
Tabakat yazarlarının Buhari hakkındaki bu değerlendirmelerinin yanında onu Ebu Hanife, Malik ve Şafii gibi mezhep imamları seviyesinde bir müctehid olarak göstermermeye çalışanlar da bulunmaktadır. Abdulmecid Haşim el-Hüseynî'nin imamların birbirlerinden rivayet aldıklarını belirttikten sonra yaptığı şu değerlendirme böyle bir çabanın
Sayfa 162Kitabı okudu
Secde Ayetleri Hakkında
Son derece önem verilmesi gereken hususlardan biri de tilâvet secdesidir. Tilâvet secdesinin emredildiği konusunda bütün âlimler görüş birliği etmiş, bunun sünnet mi yoksa vâcip mi olduğunda farklı görüşler ileri sürmüşlerdir. Tilâvet secdesinin vâcip değil sünnet olduğunu söyleyenler Ömer ibnü'l-Hattâb, Abdullah ibni Abbâs, Selmân-ı
Sayfa 232 - Tahlil YayınlarıKitabı okudu
Müslüman Oluşu ve Hak Olan Diniyle Şeref Duyar İslâm , onbeş yüzyıldan beridir hem de tarihte ilk defa kadın haklarını tamamen ilan etmiş bir dindir.Daha dünya ; İnsan Hakları Örgütü' nü , İnsan Hakları Beyannamesi' ni tanımadan asırlarca önce, müslüman kadın İnsan haklarından tam olarak yararlanmıştır. Ta o ilk erken dönemde İslâm,
İmam Şafiî: Resulullah'ın hadisleri arapçadır. Kur'an'da olduğu gibi bunlarda da genel mana kastedilerek söylenmiş genel lafızlar ve özel mana kastedilerek söylenmiş genel lafızlar bulunmaktadır. Hadisteki genel bir lafızdan, özel bir mana kastettiğine Rasulullah'tan gelen bir karine olmadıkça, hadisin genel ve zahir manasında
35 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.