Dün bir dosttan uzun bir mektup aldım.
Beni anlatmış sana
ve sen de ona,
"Unuttum artık onu." demişsin.
Hem bu sözü gülerek, medar-ı iftiharla söylemişsin.
Unutamazsın Nokta Noktam, unutamazsın.
Çünkü, unutmak için önce unutulmak gerek.
Oysaki sen, hâlâ bende esen eski kavak yelisin.
Kan değil, tüküremezsin.
Ruj değil, silemezsin.
Dişi dudaklarına dişlerimle yazdığım dört heceli erkek adımı
Unutamazsın Nokta Noktam, unutamazsın.
Seninle biz,
hâlâ bir kabukta iki badem içi gibiyiz.
Baharsın, kokacaksın.
Güneşsin, yakacaksın.
Sabah yatağım kadar rüya dolu,
Sabah yatağım kadar sıcaksın.
Unutamam, unutamazsın...