Odanın camını açıyor. "Havalansın biraz." Bazı şeylerin çıkıp gitmesini istiyor, buharlaşmasını. Olmuyor. Odanın duvarlarına çarpıp döndükçe büyüyor sözcükler. Allah iki iyilikten birini versin. Cümle kelimelere, kelimeler harflere ayrılıp dağılıyor dört bir köşeye. "Ben gideyim madem, geç kalmam. Dışarıda bir iki işi halledip dönerim hemen," diyor. Kalırsa harflerin yüzüne çarpmasından korkuyor.