.. dünya işlerinin ortasında, söz konusu sezgi tatlı bir felç hali ya da manastır özlemi gibi Arnheim’ın üzerine varır, ona bütün çelişkilerin, bütün büyük düşüncelerin, bütün dünya deneyimlerinin ve çabalarının, sadece kültür ve hümanizm gibi sınırları belirsiz sözcüklerle ifade edildiği şekilde olmadığını, bunların aynı zamanda, hani insanın hastalıklı denilebilecek kadar güzel bir günde kollarını kavuşturup nehre ve çayırlara bakması ve kendini bu manzaradan asla kurtaramaması gibi, bir sözcük fırtınasının içinden kaynaklanan, parıltılı ve eylemsiz bir anlamlarının da bulunduğunu fısıldardı.
.
.. hayatın şiirinin öteki bütün şiirlerden üstün olan yanı, içeriği nasıl bir yapı taşırsa taşısın, hep büyük harflerle dizilmiş olmasıydı.
Dünyevi bir işte çalışmakta olan en küçük gönüllünün bile çevresinde bütün dünya döner ve bütün kıtalar onun omzunun üstünden bakar; böylece, yaptığı hiçbir şey önemsiz değildir; buna karşılık odasında çalışmakta olan yalnız yazarın çevresinde ise, kendini ne kadar zorlarsa zorlasın, ancak sinekler döner.
.
Eğer bir kimsenin her istediğini yapmasına müsaade edersen çok geçmeden şaşkınlıktan kafasını bir yerlere çarpar. ... Her istediğini gerçekleştirebilen biri, çok geçmeden ne isteyeceğini bilmez olur.
Sayfa 29 - Aylak Adam Yayınları, çev. M. Sami Türk