296 syf.
4/10 puan verdi
·
11 günde okudu
Romandaki bütün diyalogların bir tiyatral bir şekilde ilerliyor. Karakterler neredeyse sayfalarca nutuk çekiyor, aşırı devrik konuşuyor. Durmaksızın akan bu tiyatral diyoglar bir yerde insanın içini bayıyor bana kalırsa. Benim sık sık kitaba olan odağım kayboldu. Ayrıca roman aylak, ne yaptığını bilmeyen avare bir başkahraman sahip ve hiçbir gelişme ve ilerleme göstermeyen bu karakteri sürekli okumak da bir yerde beni sıktı. Ara ara güzel pasajlar içerse de bir bütün olarak sevemedim Tanner Kardeşler'i. Edebiyat anlayışıma, roman zevkime hitap etmedi.
Tanner Kardeşler
Tanner KardeşlerRobert Walser · Can Yayınları · 202482 okunma
Stalin hakkında :"Etrafına yaydığı buhur bana hep itici gelmiştir." diyor Robert. "Etrafı dalkavuklarla doluyken neticede kendini dev aynasında görmeye başladı ve artık normal bir insan gibi yaşayamaz oldu. Belki içinde bir dahi vardı. Ama orta karar tabiattakler tarafından yönetilmek halklara daha iyi geliyor. Dahilerde neredeyse istisnasız olarak kötülük saklı oluyor ve halk bedelini acı, kan ve utançla ödemek zorunda kalıyor. "
Sayfa 117 - EverestKitabı okudu
Reklam
Robert'in tavsiyesi :"Gülün ve sessiz kalın. Böyle durumlarda yapılabilecek en iyi şey bu. Biraz lağım kokusunu tolere edebilmek lazım."
Sayfa 86 - EverestKitabı okudu
Robert soruyor :"Neredeyse bütün pintilerin fosilleşene kadar yaşadıklarını fark ettiniz mi? Sanki ölüm bile onlardan korkuyor."
Sayfa 86 - EverestKitabı okudu
"Hitler'e tapma aptallığı elbet bir gün karşılığını bulacaktı. Onun gibi göklere çıkarılan herkes mutlaka en dibe düşer. Hitler kendisini, artık halkın iyiliğine kesinlikle aldırmadığı müstehzi bir kendini beğenmişlikle hipnotize etti."
Sayfa 74 - EverestKitabı okudu
Nietzsche'yi şeytani, Zafer bağımlısı ve had safhada hırslı bir karakter olarak görüyor :"Dehaya ait bir özellik olan çekiciliğe bütünüyle sahipti. Ama erkenden şeytana yanaşmıştı, yani ezilen, çünkü kendini mazlum hissediyordu. Güneş insanı değildi. Hastalıklı bir kölelikten ötürü kibirli ve aksiydi. Sahip olduğu 'hakimin ahlak anlayışı' bir kadın için akla gelebilecek en aşağılayıcı şey olabilir :Sevilmemiş birinin hain intikamı. "
Sayfa 69 - EverestKitabı okudu
Reklam
"Bastırılmış insanlar umduklarını bulamadıklarında kendilerinin altında çalışan insanları kötü duruma düşürmek için hırsla ilk fırsatı kullanıyorlar. Onların mutluluğu başkalarının talihsizliğinden zevk alma hali ve bunu kişisel intikam hırslarının bir Enstrümanı olarak kullanıyorlar. "
Sayfa 68 - EverestKitabı okudu
Üç söz: "İnsanın ancak yoksulluk yoluyla aklı başına gelir. - Dünya tarihi, kendini şairlerin ağzından peygamber ilan eder." - Bağımlı olmanın içinde uysallık var, bağımzızlıksa düşmanlığı uyandırıyor. "
Sayfa 63 - EverestKitabı okudu
"Halkın kendi kendini yönetmeye hiç niyeti yok aslında. Yönetilmek istiyor." diyorum. Robert hararetle onaylıyor:Hatta despot yönetime karşı çok sıcak. " Arkasında ekliyor :" Fakat bunu ona asla söylememek lazım. Yoksa korkunç kaba olarak görülürsün, kızdırırsın. Temelde halk iddia edildiğinden çok daha az özgürlük talep eder. "
Sayfa 53 - EverestKitabı okudu
Çok iyi biri, çalışkan, kibar da ama bilinç sahibi değil.
Reklam
"Bir ölü neydi ki zaten? Ah, yaşama bir uyarı işte."
Sayfa 123 - Can YayınlarıKitabı okudu
296 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
"Gökyüzünden beyaz bulutlar geçiyor ve ben burada yazı yazmak zorundayım. Neden hassasım bulutlara karşı… Burada baharı hissedemiyorum, rahatsız ediyor bahar beni.” İsviçreli yazar Robert Otto Walser in (1878-1956) Tanner Kardeşler, yazarın hayat hikayesine göz attığımda benzerlikleri dolayısıyla otobiyografik bir kitap olduğunu rahatlıkla ifade edebilirim. Simon Tanner; romanın başlarında hayatta hiçbir hırsı olmayan, sorumsuz, yüzeysel, tembel hayata ve insanlara karşı teslimiyetçi ve kabullenici aylak bir karakter olarak okuyoruz. Ama okumaya devam ettikçe Simon ın aslında hepimizin aklımızdan geçen ama uygula(ya)madığımız, asla özgürlüğünden ödün vermeyen, yargısız, sevgi dolu yüreğine, doğaya, insanlara ve yaşama karşı olan saygısına hayran olarak, kendimizi de sorgulayarak, bu büyülü ve etkileyici satırların arasında kayboluyoruz. Kurgu ve diyalog neredeyse hiç yok, tüm karakterlerin konuşmaları ya da düşünceleri sanki hep Simon a ait gibi. Proustvari uzun betimlemeler, kurgudaki atlamalar, paragrafsız sayfalar kitabın edebi kalitesinden bir şey kaybettirmiyor. Düzene uyum sağlamayı reddeden, doğaya tutkun, kariyer ve başka insanların gözünde nasıl görüneceğini umursamayan bir Tutunamayan olan Simon Tanner’in hayata bakış açısını anlatırken, okuyana da kendi hayatını da, sorgulamasını sağlayan bu kaliteli edebiyatın ürünü olan bu kitabı da yazarı da çok severek, okudum. Çok tavsiye. “Sis ve kar bizi güneş ve renklerden daha az büyülemez…”
Tanner Kardeşler
Tanner KardeşlerRobert Walser · Can Yayınları · 202482 okunma
Hayat sanki bir zar bardağına doldurduğu kaderleri hırsla sallayarak zar atmıyor muydu?
Bizim anladığımız ve sevdiğimiz şey de bizi anlar ve sever.
"Bazen pişmanlık, hüzün ve yas ziyaretime geliyorlardı."
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.