Bu senenin sıklıkla "Aa, evet, bu da bu yıl olmuştu. O geçen yıl değil miydi ya? Hayır hayır, bu yıl." gibi cümlelerle geçtiğini yeniden anımsıyorum. Neticede yıl, uzun ve haberler çoğunlukla çözümsüzlüklerle, tartışmalarla, gerilimlerle, endişelerle, belirsizliklerle dolu. "İçimiz karardı, hiç mi güzel bir şey olmuyor?" diye
Alıklar, bir suskunluğa hiç kimsenin başaramayacağı kadar inatçı bir hırsla sarılırlar; görgülü davranma hevesinin ustalarıdır onlar. Görgülü tavırlarını, sanki inatlaşırcasına, adeta meydan okur gibi sergilerler ve kendilerine yaşatılan hayal kırıklıklarının acısını sarsılmaz bir görgüyle lokma lokma tüketirler. Sözüm ona alıkların bu konudaki yetenekleriyle kimse boy ölçüşemez. Yoksa onlar kendi acılarına mı aşıktırlar?
Hevesli okurlar, deyim yerindeyse usulca zevk alan küçük bir halktır. Okur, kimsenin yoluna çıkmadan ya da kimseye bir fenalık yapmadan kendi yüksek, derin, uzun süreli tatminini yaşar. Harikulade bir şey değil midir bu? Bence öyledir!