Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Clindar'ın bazen bir robot gibi tümüyle duygusuz olmayı arzu ettiği zamanlar oluyordu. Tıpkı bir robot gibi bir yaprağın yere düşüşünü ya da bir dünyanın ölüm çırpınışlarını duyarsız bir soğuklukla gözleyebilmeyi isterdi.
Sayfa 103 - Şafakta Karşılaşma - Arthur C. ClarkeKitabı okudu
Anlıyor muydu, acaba anlamış mıydı? Herkes ayrıcalıklıydı. Zaten sadece ayrıcalıklılar vardı. Öbürlerini de bir gün mahkûm edeceklerdi. Kendisi de, o da mahkûm edilecekti. Cinayetle suçlanıp annesinin cenazesinde ağlamadı diye idam edilse ne olurdu ki? Salamano'nun köpeği de karısı kadar değerliydi. Robot gibi davranan ufak tefek kadın da Masson'un evlendiği Parisli kadın kadar ya da onunla evlenmemi isteyen Marie kadar suçluydu. Raymond ondan daha iyi bir insan olan Céleste kadar dostum olmuş, olmamış ne önemi vardı? Marie bugün dudaklarını yeni bir Meursault'ya verse ne olurdu? Anlıyor muydu, bu mahkûmu... geleceğimin derinlerinde... Bütün bunları haykırırken boğuluyordum.
Sayfa 109
Reklam
“insanlığı neyin mutlu edeceğini biliyor muyuz?”
“Makinelerin bildiği sayısız faktör hakkında bizim en ufak bir fikrimiz yok! Örnek vermek gerekirse, teknik medeniyetimiz çoğu insanı mutlu değil, mutsuz etti. Belki kültürel yönden daha zayıf, nüfusu daha az, geçimini tarımla sağlayan kırsal bir mede­niyet kurmuş olsak, insanlara daha iyi gelecekti. Eğer öyleyse, Makineler bu yönde ilerleme sağlamak zorunda. Hem de bizim haberimiz olmadan, çünkü cahil ve önyargılı toplumumuza göre en alışkın olduğumuz şey neyse, insanlar için en iyisi odur, o yüzden de değişime karşı gelmek isteyebiliriz. Belki bize en uygun olan, tüm dünyanın kentleşmesidir ya da kast sitemidir veya mutlak anarşidir. Bunu biz bilemeyiz. Sadece Makineler bi­lebilir ve bizi o günlere kavuşturacak olanda yine Makinelerdir."
Haksız demeye dilim varmadı..
Eğer günün birinde kamu idareciliği yapabilecek bir robot üretilirse, bu işi herkesten iyi kıvırır. Robotbilim Kanunları’na göre insanlara zarar veremez, tiranlık yapamaz, rüşvet alamaz, önyargılı davranamaz, saçma sapan kararlar çıkartamaz.
Yirminci yüzyılda yeni bir savaş döngüsü başlattık, Susan. İsmi ne olsun? İdeoloji savaşları mı? Dini duygular ekonomik sistemlere uygulanmaya başladı. Yine "önlenemez" savaşlar kapıya dayandı. Hem bu sefer işin içinde nükleer silahlar vardı, o yüzden insanlık savaşın gereksizliğini göremeden yok olacaktı.
Derme çatma varlıklarız.. :”)
Küçümsemek istemiyorum ama lütfen gidin bir bakın kendinize! Yumuşak ve gevşek bir maddeden üretilmişsiniz, güçsüz ve dayanıksızsınız, ihtiyacınız olan enerjiyi, organik maddeleri verimsiz yöntemlerle okside ederek kazanıyorsunuz. Mesela şöyle... Kınayan bir tavırla Donovan'ın sandviçinden geriye kalanları gösterdi. Düzenli aralıklarla komaya giriyorsunuz ve sıcaklık, hava basıncı, nem, ya da radyasyon yoğunluğundaki en ufak bir değişim, etkinliğinize darbe vuruyor.
Reklam
Fakat bazen sıradan olanı görmek zordur. İnsanlar, 'burnunun ucundaki şeyi' görememekten yakınır. İyi de, karşında bir ayna yoksa burnunun ne kadarını görebilirsin ki?
Bütün normal yaşam türleri, farkında olsa da, olmasa da, emir almaktan nefret eder. Eğer emri kendisinden daha az gelişmiş biri veriyorsa, bu nefret katlanır.
Ya robot.. yada.. insan tarafini seç !..
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.