Karanlık derinleştikçe kaybolma tutkumuz artırıyor. Akılda ve düşüncede derinleşmenin en temel birleşeniymiş gibi geldiği vakit karanlık, işte o vakit çektiğimiz acıları bedenimizde hissetmeye başlarız. Karanlık içindeki tek madde varlığımız olduğunda ne düşünmeliyiz, nasıl hissetmeliyiz? Bunu düşünmeli. Çünkü acıyı karanlıkla tarif etmeyi öğrettiler, bize. Her olumsuzu, olumsuz diyebileceğimiz her varlığı karanlıkla özdeşleştirerek çarpıklığımızı tanımladılar. Bilmiyorum üzerimdeki derin acıları nasıl ifade edeyim. İtilmiş, vurulmuş, istenmeyen …. duyguların mahkumiyetine hüküm giymiş bu anımı, bir kralın karşılama ihtişamıyla karşılıyorum. Üzerime çöken Apansız karanlığın zulmüne …..