Rodya

Rodya
@rodionrodya
Belki beni duymuşsunuzdur…
224 syf.
7/10 puan verdi
Sanırım Agatha cristieyi ilk defa okudum. Güzel sonuna kadar heyecanla okuduğum bi kitap oldu ama sonda pek istediğimi bulamadım açıkçası. Böyle cinayet katil kim kitaplarında katilin direk kendini sonda açıklaması tarzı benim hoşuma gitmiyor onu kendimiz çıkarabilsek daha iyi olurdu. Ve mantık hatası da vardı bikaç tane onun dışında okunabilir ama çok etkilenmedim
On Kişiydiler
On KişiydilerAgatha Christie · Altın Kitaplar · 202132.9k okunma
Reklam
736 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
“Sözcükleri kullanarak sözcüklerden bahsetmek, bir kalem kullanarak aynı kalemin üstüne kalem resmi çizmeye benzer. Olanaksızdır. Kafa karıştırıcıdır. Sinir bozucudur.” İşte tam da bu yüzden Kralkatili Güncesi’ni sözcüklerle anlatmak, anlatmaya çalışmak imkansızdır. Çünkü onu sadece anlayabilirsiniz. Anlatamazsınız. En azından benim açımdan böyle. Yıllardır okumayı beklediğim ve benim için yeri apayrı bambaşka olan, tarif edemeyeceğim şekilde sevdiğim Kvothe’m ve Kralkatili güncesi. Çok özelsin ve her zaman en sevdiğim olacaksın️
Rüzgarın Adı
Rüzgarın AdıPatrick Rothfuss · İthaki Yayınları · 20193,810 okunma
456 syf.
6/10 puan verdi
·
Read in 10 days
Kitap tamamen konusu ilgimi çektiği için okumaya karar verdiğim bir kitaptı ve okurken de beni içine çekti. Kurgu güzel ve zekiceydi bir döngü söz konusuydu. Sadece biraz gereksiz uzatıldığını düşünüyorum son kısımların. Onun dışında en son baktığımızda blackheath ın bir cehennem, karakterlerin cezalarını çeken birer mahkum olduğundan bahsedebiliriz. Tam olarak cehennem de diyemeyiz bir arafdan bahsedebiliriz çünkü ceza çeken insanların buradan kaçış şansı var. Bazen kim olduğunuz önemli değildir çünkü kim olduğunuzu yaptığınız seçimler gösterir. Baş karakter bize bunu gösteriyor. Kendisiyle alakalı hiçbir şey bilmiyor ama içindeki sesi takip ediyor ve sonunda doğru çıkışa ulaşıyor. Güzel bir maceraydı
Evelyn Hardcastle’ın Yedi Ölümü
Evelyn Hardcastle’ın Yedi ÖlümüStuart Turton · İthaki Yayınları · 2020883 okunma

Reader Follow Recommendations

See All
328 syf.
9/10 puan verdi
“Hayat nasıl da dramatik! Şu yaşananları bir kitapta okusaydım oturur ağlardım Harry. Oysa bunlar benim başıma geldi ve her şey bana öyle inanılmaz geliyor ki bir damla gözyaşım akmıyor.” Hepimiz böyle hissetmez miyiz bazen? Her şeyi olan ama hiçbir şeyi olmayan bir insan. Okurken ilk başta insana huzur veren ortamı daha sonra tıpkı Dorian’ın hissettiği gibi insanı bunaltmaya başlıyor. Bu kadar kusursuz bir hayatın içinde her şeyi kolaylıkla elde edebilen ama ruhunu istediği şekle sokamayan biri ne kadar mutlu olabilir ki? İnsan günahlarını görmek istemez. Hatta mümkün olabildiğince çabuk unutmak ister. Ama Dorian Gray’in Portresi onun bütün günahlarını, ruhunun çürümüşlüğünü kendi gözlerinin önüne seriyor. Ruhunun bu gerçeğini görerek yaşamak, yaşamak mıdır gerçekten? Dorian ne kadar çok şeye sahipse bir yandan da o kadar çok şeyden yoksun. Ruhu çok yalnız ve çaresiz. Yüzünün güzelliği ruhundan çalıyor adeta. Hedonizm romanda kendini açıkça hissettiriyor. Hayattan sadece haz alma amacı bile insana haz vermiyor. Rus edebiyatında sürekli yokluk çektiği için bunalımlar yaşayan tipler görürüz. Bu roman burda da farkını hissettiriyor. İnsanların varlık ve güzellik içinde de ruhunun tatmin olamayabileceğini gösteriyor bize Dorian.
Dorian Gray’in Portresi
Dorian Gray’in PortresiOscar Wilde · Koridor Yayıncılık · 201874.2k okunma