Biri şarkılarla gözleri besler, Yeşillikleri ve sevgilileri Umudlandırır.
Çiçekler hep bekler gibidir,
Oysa hiç beklemezler;
Biri arılandırır, biri kuşlandırır.
Biri rüzgârlandırır gönülleri,
Biri kızdırır soğumuş külleri..
Biri de kendini kucaklandırır.
Biri tek başına yürür yazgısında, Biri sepetlerde demet demet Ününü kaldırımlandırır.
Biri vazolandırır kendini salonlarda,
Biri kurur bir kitabın içinde,
Biri de kafes arkasında saksılandırır.
Çiçekler bir şölen yaşamda, Renklerin en büyük orkestrası..
Dursuz-duraksız çalar her insanda Sevinci, aldanıyı, ölümü ve yası.
Gün vursun yükünü
Gecenin halkasına
Yol vursun sesini
Uzaklığın pasına
Se s i m e k i b r i t ç a k s a n
t u t u ş a c a ğ ı m !
Sargısızım,
Çoğalırım;
Çoğaldıkça arsızım
Sana yağmur diyorum!
BİRİNCİ MEZARCI
(Türkü söyler.)
Yıllar geçti sinsice sezdirmeden
Yaşım büktü belimi
Attı beni karaya denizlerden
Bir var bir yokmuş gibi.
(Bir kafatası çıkarır atar.)
HAMLET
Bu kafanın bir dili vardı içinde, türkü söylerdi bir zaman. Herif nasıl kaldırıp atıyor şimdi yere, Kabil’in eşeğinin çene kemiğiymiş, ilk cinayetin aletiymiş gibi. Belki de